29 Nisan 2021 Perşembe

Kitap Yorumu: Momo (BCP Nisan)

 

    Herkese merhaba, yine bir BCP gününe hoş geldiniz! 

    Bugün sizlere BCP kapsamında çok ama çok güzel bir kitap olan "Momo"yu tanıtmaya geldim. Aslında bu kitabı daha önce okumuştum, bu ay vizelerim olduğundan -hayatımın en uzun vize dönemiydi gerçekten ve hala bitmedi...- ve ödevlerim için hunharca okuma yaptığımdan başka şeyler okumaya pek vaktim kalmadı. Ben de ilk okuduğum sırada yorumunu yazmayı düşündüğüm bu kitabı seçtim. -BCP'nin böyle artıları da var, yazmak istediğim ama yazmadığım kitap-film-dizi vb. yorumlarını yazabiliyorum-. Bu ayın teması "çocuk, aile, dostluk"du. Momo bu temaya cuk oturan bir kitap!

   Ana kahramanımız Momo evi, ailesi olmayan küçük bir kızdır. Şehirdeki tiyatro harabelerinde yaşamaktadır. "Gerçekten dinlemek" gibi müthiş bir yeteneği olduğundan o civardaki bütün insanlar onunla arkadaş olmuştur. Harabeleri onun için yaşanılacak bir yere dönüştürmüş, hiçbir akşam onu yalnız bırakmamışlardır. 

    Bu kasabadaki insanlarla öyle güzel bir iletişimi vardır ki herkes ona hikayesini anlatmaya gelir. Çocuklar onunlayken daha zevkli oyunlar oynar, konuşmayanların dili açılır. 

<<"Ben biliyorum," dedi, sesi kız sesini andıran tombul bir oğlan. "Bu tiyatro kocaman bir gemi olsun, biz de bilinmeyen denizlere açılıp maceralar yaşayalım. Ben kaptanım, sen birinci dümencisin, sen doğa bilimci bir profesörsün; bu da bir bilimsel araştırma gezisiymiş, tamam mı? Ötekiler de tayfa olur."

    "Peki, biz kızlar ne olacağız?"

    "Kız tayfalar olursunuz. Bu geleceğin gemisi.">>

    Bu güzel ve eğlenceli günlerin ardından kentte tuhaf olaylar olmaya başlar. Dostları Momo'yu ziyaret etmeyi bırakır. Hatta hobilerini, çocuklarına ayırdıkları vakti, arkadaşlarına olan ziyaretleri... Bu işte sadece Momo'nun hatırlayabildiği "Duman Adamların" parmağı vardır.

<<Günlük yaşam içinde çok büyük bir sır vardır. Herkesin bunda payı bulunur ve herkes onu bilir, ama pek az kimse bu konuya kafa yorar. Çoğu kimse onu olduğu gibi benimser ve ona asla şaşırmaz. Bu büyük sır, zamandır.>>

İşte bu tatlı kızımız, Hora Usta ve Kassiopeia'nın yardımıyla bu Duman Adamlarla savaşacaktır!

<<"Çok pahalı olduğu halde bana bu radyoyu bile aldılar. Bu beni çok sevdiklerinin ispatı değil mi?">>


   Momo'nun arkadaşlarından, onların özelliklerinden bahsetmeyi çok isterdim aslında ama bu kitabı şiddetle okumanızı tavsiye ettiğimden bu tatlı arkadaşları kendiniz, okumanın akışı içinde tanısanız çok daha zevkli olur bence. 

   Bu arada Momo aslında bir çocuk kitabı. Ama bence Küçük Prens'de olduğu gibi bütün yetişkinlerin okuması gereken harika bir kitap. Anlatılanlar o kadar tanıdık ve anlatan o kadar iyi anlatmış ki kolay kolay kitap beğenmeyen Tavuk (en yakın arkadaşım) bile çok sevdi. 

    Demem o ki, okuyun!

   

21 Nisan 2021 Çarşamba

Bu Yıl İzlediğim 10 Film

     Merhabalar, bugün sizlere bu yılın başından beri izlediğim 10 filmden bahsetmeye geldim. Hatırlarsanız şurada yıllık hedeflerimden söz etmiştim. Hedeflerim arasında bu yıl 40 film izlemek de vardı. Normalde yıl sonunda hepsini toplu yayınlamayı planlamıştım ama öyle çok uzun olacağından aklıma izledikçe 10'ar 10'ar paylaşmak geldi. -Bunun okuduğum kitaplar versiyonunu da yapmak istiyorum- Gerçekten çok güzel filmler izledim, yavaştan başlayalım mı?


1- Yürüyen Şato

    Daha önce bunu birkaç kez dile getirmiş olmam lazım. Benim en en en sevdiğim film Yürüyen Şato. Yılda birkaç kez izlerim. En böyle hiçbir şey yapmak istemediğim zamanlarda beni bulunduğum ruh halinden çıkarır. Bu yıl da şimdiden 2 kez izlemişim. Çok uzun olmamakla birlikte şuraya yorumunu yazmıştım. Merak ederseniz okuyabilirsiniz.


2- Ucitelka (Öğretmen)

    Hayatımda ilk defa böyle bir öğretmen filmi izledim. Bu temalı filmleri severim, genelde kaliteli de olurlar. Bu film de kaliteliydi ama başrolümüz "kötü öğretmen" kategorisindendi. Yaptığı şeyler, velileri kullanması çok iğrençti. Sonunu çok merak ediyordum -spoiler olduğu için beyazla yazıyorum merak ederseniz üzerini işaretleyip okuyabilirsiniz- öğrencisi intihara kalkışınca biraz olsun değişir diye düşünmüştüm ama filmin sonunda hiçbir şey değişmemiş şekilde çıktı karşımıza çok şaşırdım. İzlenilebilir bir film, belki biraz yavaş ilerlediği için sıkılanlar olabilir ama dediğim gibi kaliteli sayılırdı


3- Bir Zamanlar Anadoluda

    Bir "Nuri Bilge Ceylan" filmi..  İlk kez bu yönetmenin bir filmini izledim. Kardeşim izlerken benim de izlememi istedi. Korku filmi sanmış. Öyle de bir havası vardı. Baya ödüllü bir filmmiş ama benim vizyonsuzluğum sanırım çok sevemedim. Ama millet bayılsın diye de yapılmamış gibi zaten. İzleyin der miyim? Yani bundan önce önereceğim çok daha fazla film var.


4- Get Out

    Beğendiğim bir gerilim filmi oldu. Şaşırtan unsurları vardı, neresinden tutsam spoiler olacağı için sadece filmin başındakileri anlatayım: Bir zenci çocuk ve bir beyaz kız sevgililer. Hafta sonu kızın ailesini ziyaret etmeye gidecekler. Çocuğun kızın ailesinin kendinden hoşlanmayacağı konusunda endişeleri var. Bakalım ziyaretinden memnun kalacak mı?

    Güzel bir filmdi bence, izlemeye değer. 


5- The Imitation Game- Enigma

    Blogları Canlandırma Projesi kapsamında izlediğim ve çok beğendiğim bir film. Ayrıntıları buradan okuyabilirsiniz.


6- Sihirli Kedi

    Küçük Evrenim'in BCP- Şubat ayı kapsamında yazdığı yazıda görüp listeme eklemiştim. Canım animasyon film izlemek isteyince aklıma direkt bu film geldi. Çok sevdim. Bir kediyi kurtardıktan sonra o kediyle evlenmek zorunda kalan Haru'nun bu durumdan kurtulmak için başka bir kedi olan Baronla geçirdiği macerayı anlatıyor. Çok tatlı bir hikayeydi, izlemenizi öneririm. Ayrıca daha fazla ayrıntı için Küçük Evrenim'in yazısını okuyabilirsiniz. Film kadar keyifliydi


7- Arkadaşımın Evi Nerede?

   Sınıf Yönetimi dersim için izlediğim bir filmdi. Açıkçası filme o gözle bakmadığım için hocanın istediği katkıyı veremedim derste ama izlemekten de memnun kaldım. İran yapımı bir film, o taraflardan çok film izlemediğim için benim adıma bir yenilik oldu. Filmde yanlışlıkla defterini aldığı arkadaşının evini arayan bir çocuğun birkaç saatini izliyoruz. Onunla birlikte endişelenip onunla birlikte korkmak güzeldi. İzlenilebilir.


8- Real Steel

    Çok çok çok tatlı bir hikaye daha. İnsan boksunun yerini robot boksuna bıraktığı bir zamanda geçiyor. Robot boksu sayesinde baba oğul olma yolunda ilerleyen iki küçük adamın (zaman zaman baba küçük bir çocuk gibi, çocuk da koca bir adam gibi davrandığı için bu tabir bence cuk oturdu) ve filmdeki en sevimli varlık olan Atom'un macerasını izliyoruz. İzleyiniz sayın okuyucu, bence pişman olmazsınız.


9- Wolf Children

    Bu filmi de yine BCP kapsamında yazılan bir yazı sayesinde öğrendim -ne kadar hoş bir proje değil mi-. Beş Senede Devrialem mart ayı için bu filmi izleyip bizlere önermişti. Bir şeyler izlemek isteyince aklıma geldi dedim ben buna bir bakayım. Nasıl denir.. çok naif bir hikayeydi. Hana'nın çocukları için didinip çalışması, benliklerini daha özgürce yaşayabilmeleri adına taşınması.. Benlik demişken söylemeyi unutmayayım. Film bir kurtadama aşık olan Hana'nın çocuklarıyla bir başına kalmasını ve çocuklarının benliklerini bulması için yaptıklarını anlatıyor. Her ne kadar sonu beni üzmüş olsa da güzel bir animasyon filmdi. İzleyiniz. 

   Film adına daha fazla şey okumak için sizi Beş Senede Devrialem'in keyifli yazısına alayım.


10- Gunjan Saxena- The Kargil Girl

    Daha dün izlediğim, izlerken bir kadın olarak gururlandığım Hintli yapım The Kargil Girl.. Hindistan'ın ilk kadın Hava Kuvvetleri subayı Gunjan Saxena'nın anlatıldığı biyografik bir film. Kendisi aslında pilot olmak istemiş ama bazı şeylerden ötürü kendini Hava Kuvvetleri'nde bulmuş. Hem seyir zevki yüksek bir filmdi hem hikaye olarak oldukça tatmin ediciydi. Hele babası, sırf onun için izlenir bu film. Yani izlemenizi şiddetle tavsiye ederim. Hatta kız veya erkek çocuğunuz varsa kesinlikle onunla birlikte izleyin. Ben olur da bir gün evlenir ve çocuğum olursa ona izletmeyi düşünüyorum.


  Siz hangisini izlediniz ya da hangisini izlemeyi düşünürsünüz? Yorumlarda belirtmeyi unutmayın, okuduğunuz için teşekkürler.

    


17 Nisan 2021 Cumartesi

Kitap Alışverişim ve 2 Güzel Haber

 


   Merhabalar, birkaç aydır kitap alış verişi yapmıyordum. Hatta bu yıl elime geçen çoğu kitap ya bir çekilişten çıkma, ya arkadaşımdan alma ((Ders kitaplarım dışında, ders kitaplarına deli para döktüm..). Sanırım en son geçen dönemin başında kız kardeşimle birlikte bir alış veriş yapmıştık ama o zaman da çok kitap almamıştım kendime diye hatırlıyorum. Geçtiğimiz perşembe bir ders kitabı almam gerekti onun yanında da birkaç kitap söyledim, bugün sizlere yeni kitaplarımın gelmesinden dolayı duyduğum heyecanı paylaşmaya geldim.



   Alış verişi yapmama sebebiyet veren kitabımız Yalom'un "Grup Psikoterapisinin Teori ve Pratiği" adlı eseridir. Daha önce bahsetmiştim ama yeni takipçilerim bilmeyebilir, ben Psikolojik Danışmanlık öğrencisiyim. Bu dönem Grupla Psikolojik Danışma diye çok önemli bir dersimiz var. Bu kitabı o ders için aldım. Hoca istediği için almış gibi oldum ama aslında Yalom'un otobiyografi kitabı ''Bir Psikiyatristin Anıları"nı okuduğumdan beri almak istiyordum. Gerçi o kitaptan sonra Yalom'un bütün kitaplarını almak istiyorum ya neyse, her şey sırayla..

    
    Kırmızı Pazartesi uzun zamandır listemde olan bir kitaptı. Çok uzun zamandır da sepetimdeydi. Artık elimde olmasının vakti gelmişti bence. Ama gelince çok şaşırdım çünkü 100 sayfalık ip incecik bir kitap çıktı. Nedense aklımda kalın bir kitap şeklinde kalmış. Acaba kısaltılmış versiyonunu mu aldım diye endişelendim. Şöyle bi başka sitelere bakınca da kitabın gerçekten 100 sayfa olduğunu gördüm. Olsun, okumak için heyecanlıyım.


    Lisedeyken klasik eserleri okumayı çok sevmezdim, daha fantastik, distopik kitaplara karşı bir ilgim vardı ama üniversiteye geçtiğimden beri neredeyse sadece klasik, felsefik, psikolojik vb. kitaplar okuyorum. Romanlar da yine kültleşmiş romanlar ya da önemli yazarların romanları şeklinde. Bu durumdan memnunum aslında çünkü bunları okumak bana zevk ve şevk veriyor. Dostoyevski de okumaya başladım. Budala'yla başlamıştım sanırım, çok olmasa da beğendiğim bir kitap olmuştu. (Arkadaşım Budala'ya bayılıyor o yüzden bir şeyleri eksik okumuş gibi hissediyorum, tekrar okunacaklar listeme aldım bu yüzden) En son Arrakis'in etkinliğinden kazandığım "Beyaz Geceler"i okudum. O bitince de kültleşmiş bir Dostoyevski romanı olan "Suç ve Ceza"yı okumanın da vakti geldi diye düşündüm. 


    
    Bu kitap da aslında ileride yapacağım mesleği daha iyi yapmak adında okumak istediğim bir kitap. Üniversitenin 2. yılı çok sevdiğim bir hocam önermişti. Okumak bu güne nasipmiş. 



    Bu kitabı Tiyatroyla ilgilenen kardeşim istedi. Açıkçası kitap okuma alışkanlığı olmayan biri. Son aldığım kitapların üzerinden kaç zaman geçti hala okumadı. Ama kitap alırken ona haber vermezsem kızacağı için istediği bir kitap olup olmadığını sordum. Aldı dizlerinin üzerine bilgisayarı "tiyatro" diye arttı ve muhtemelen görüntüsünden ötürü alttı sepete. Kitabın tiyatroyla alakası yok bu arada.. Sanırım çocuklara biyoloji öğretmeyi zevkli hale getirmek için yazılan bir kitap. İçinde çok tatlı çizimler var insan vücudunu anlatan. Aldık madem okuruz, eğlenceliye benziyor.


    Yine kardeşim istediği için aldığım bir kitap. Muhtemelen ben okumam. Muhtemelen o da okumayacak...

Kitaplarım bu kadardı. Şimdi gelelim güzel haberlere. İlki bazı sıkıntılardan ötürü almakta epey geciktiğim "ehliyetim"in bugün kapıma gelmesi -yeeeeeeey-. En son şu yazımda direksiyon kursumdan ve araba kullanmaktan bahsetmiştim, araya bu kadar süre girdiğine bakmayın tek seferde aldım ehliyeti. 

   İkinci güzel haber de Yumak'ın evine geri dönmesi -tekrar yeeeeeeey-. Daha dün geldi. Bugün 1 ay olacaktı. Gerçekten bulmak ve geri almak için çok uğraştık. En sonunda bi şekilde -burada çok fazla aksiyon var- satıldığı şahısları bulup geri satın aldık. Yumağın çalınması beni gerçekten çok etkilemişti modum tekrar yerine geldi. Bulunması için dua eden ve güzel temennilerde bulunan herkese çok teşekkür ederim.

    Böyle güzel iki haberden sonra sizlerin de hayatta güzel haberler almanızı diliyor ve yazıma son veriyorum kendinize dikkat edin, hayırlı Ramazanlar.