Uzun süredir dizi- film izlemiyordum. Neredeyse 2-3 aydır, bu 2-3 aylık süre bazıları için kısa gözükse de benim için oldukça uzun bir ara. Bunun yanında Kore yapımı bir şeyler izlemeyeli bir hayli oldu. Sanırım en son okullar açıkken Hotel Del Luna'yı izlemiştim. Son bölümünde Kim Soo Hyun'u görüp heyecanlanmış, merakla 2. sezonu beklemeye koyulmuştum. Onu beklerken geçenlerde bir blog yazısına denk geldim. Kim Soo Hyun başka bir dizide rol almış. Konusu itibariyle ilgimi çekti. Unutmuştum aslında ama şu yazımda belirttiğim üzere depresyondan çıkma aşamasındayım. Bir şeyler izlemek istedi canım. Önce Parazit'i izleyeyim dedim. İnternette bulamayınca yine bir Kore yapımından gideyim istedim. Aklıma geldi ve izlemeye başladım. Size anlatmak için oldukça heyecanlıyım. O zaman başlayalım mı?
DİZİ KONUSU
Dizimiz psikiyatri hastanesinde hasta bakıcı olarak çalışan Moon Kang Tae, onun otistik spektrum bozukluğuna sahip abisi Moon Sang Tae ve çocukluğu boyunca pek çok travma yaşayan anti sosyal kişilik bozukluğundan muzdarip Go Mun Young etrafında dönmektedir.
Konu kısmını bu kadar geçip dizinin asıl olaylarını karakterler üzerinden vermeyi seviyorum bu yüzden karakterleri tanıtmaya geçiyorum.
MOON KANG TAE
Hayatını abisine adamış, bütün isteklerini ve arzularını içinde baskılamış bir karakter Moon Kang Tae. Diziyi izlerken onun için üzülmeden edemiyorsunuz. Zaten otizmli bir abiye sahip olmanın bütün zorluklarını yaşarken bir de abisinin travması yüzünden -bu konunun ayrıntısına girmeyeceğim spoiler olduğu için- oradan oraya sürükleniyor, kimseyle bağ kuramıyor ve ne yaşarsa içine atmak zorunda kalıyor. Anti sosyal kişilik bozukluğuna sahip Go Mun Young'la da karşılaşınca hayatı cidden alt-üst oluyor. Tabii bir söz vardır ya hayatının altının üstünden iyi olmadığını nereden biliyorsun diye, o bu anlamda şanslı insanlardan. Hayatının altı üstünden iyi çıkıyor, yaralarını yine yaralı olan Go Mun Young'la birlikte sarıyor.
Kim Soo Hyun gerçekten muazzam bir oyunculuk sergilemiş. Karakterin yaşadığı her şeyi bize de yaşattı helal olsun. Karakteri için kötü bir şey söyleyemeyeceğim, hepimizin sarıp sarmalamak isteyeceği biriydi bu rolde. Ama sadece çok duygusaldı. Ben bu kadar duygusallık sevmediğim için biraz daha güçlü birini görmek isterdim açıkçası. Ama bir yandan da yaşadığı uncam şey, duygularını bastırması vs. bu şekilde tepki vermesi de normaldi. Bilemedim. Bi süre sonra karakterden sıkıldım ama çok da problem arz etmedi bu durum.
MOON SANG TAE
Otizim Spektrum bozukluğunun üstüne bir de korkunç bir travmaya sahip olan biri Sang Tae.. Dizide en sevdiğim karakter oldu. Hem neşeli hem bilgili tavırları vardı. Küçük çocuklar olur ya yeri gelir boyundan büyük laflar ederler bana o çocukları anımsattı. Bol bol yüzümüzü güldürdü.
Kang Tae ve Mun Young'un arasına da köprü oldu. Kang Tae, abisi kitaplarını bayılarak okuduğu ve en sevdiği uğraş bu kitaplara resim çizmek olduğu için - Sang Tae özel yeteneklere sahip bir otizimli. Onu bol bol resim çizerken görüyoruz- Mun Young'la iletişime geçmek durumunda kaldı.
Dizide bir otizimliye nasıl davranılmalıdırın çok güzel bir örneğini görüyoruz bence. Zaman zaman karakterlerin gel-gitlerinden ötürü olumsuz şeyler yaşansa da gerçek hayatla kıyaslanıldığında çok da güzel bir örnek teşkil ediyor. Sang Tae'yi kendi başına otobüse binerken, çalışıp para kazanırken görmek çok hoştu. Ayrıca karakteri canlandıran Oh Jung Se'nin hakkını da vermek gerekiyor. Dizideki en iyi oyunculuğu kesinlikle o sergiledi. Kendisini ''Hot Stove League''de izlemiş ve oradaki oyunculuğuna da bayılmıştım.
**okuyucuya not: Hot Stove League'de önerdiğim bir dizidir.
GO MUN YOUNG
Çocukluğu boyunca korkunç şeyler yaşayan bir diğer karakterimiz Go Mun Young.. Gerçekten yaşadıkları aklımıza getirmek istemeyeceğimiz kadar kötüydü. Anti sosyal kişilik bozukluğu da bundan ötürüydü zaten. Annesi ayrı bir dert babası ayrı bir dert kızın...
Karakter gelişimini açık bir şekilde gördük Go Mun Young'un. Dizinin başında bize bahsedilen Mun Young'la sonundaki Mun Young apayrıydı resmen. Bu hem çok hoştu hem de biraz hızlı gerçekleşti sanki.
Dizi boyunca onun yazdığı masalları okuduk -dinledik-. Realitede bu kitaplara sahip olabiliyorsak ben gerçekten istiyorum kitapları. Harika masallardı. Çocuklar için uygunluğu bence biraz tartışılır ama aşık oldum yazdıklarına. Kitapların illüstrasyonları da çok güzeldi...
Seo Ye Ji'yi daha önce Hwarang ve Moorim School'da izlemiştim (sanırım 2 diziyi de bitirmedim) özellikle Moorim School'da başrollerden biriydi. Beğendiğimi hatırlıyorum. Bu dizide de kötü bir performans sergilemedi. Çok da güzeldi açıkçası izlemekten zevk aldım.
Anılması gereken birkaç karakter daha var:
Nam Joo Ri: 2. kadın. Gerçek hayatta karşılaşsam beni rahatsız edebilecek bir kişiliği var doğrusu o yüzden çok ısınamadım ama nefret de edemiyorsunuz öyle bir karakter.
Jo Jae Soo: Kang Tae'nin peşinden ayrılmayan 10 yıllık arkadaşı. Kang Tae bir yere veya bir kişiye bağlanmadığı için Jae Soo, Kang Tae'ye bağlanmış. Çok tatlı bir karakterdi.
Lee Sang In: Jae Soo'nun Mun Young'a bağlı versiyonu. Mun Young'un kitaplarını yayınlayan şirketin sahibi. O da çok tatlıydı, hele dizinin sonlarına doğru.
Karakterlerimiz bu kadar. Elbette bu kadar değil ama önemli karakterler bunlar. Ama söylemeden edemeyeceğim yan karakterlerin hemen hemen hepsi çok tatlıydı. Hikayesini dinlediğimiz bütün karakterler kalbimize dokundu bence.
Genel yoruma gelirsek. Dizi 16 bölümden oluşuyor 12. bölümden sonra izlerken biraz zorlandım açıkçası. Geçmişte yaşananlardan ötürü ilişkinin dur-kalkları çoktu. Bu durum beni biraz yordu ama finali çok güzel verdiler. Her haliyle memnun kaldığım bir final yazmış senarist bu yüzden çok mutlu oldum. Önereceğim bir dizi oldu kendisi bence izlemekten çekinmeyin.