29 Mart 2021 Pazartesi

Kitap Yorumu: Jan Dark (BCP Mart)

 

   Merhabalar, bugün size Blogları Canlandırma Projesi kapsamında bir kitabı tanıtmaya geldim. Bu ayın teması 8 Mart Dünya Kadınlar Gününden ötürü ''kadın''dı. Ben de sizlere bir kadının yazdığı kahramanı da bir kadın olan ''Kutsal Bakire Jan Dark -Yaşamı ve Ölümü-'' adlı kitabı tanıtacağım. Okuyalı aslında epey oldu aslında ama bu ay yeni bir şeyler okuyup izleyemediğimden -maalesef  YİNE hayatımda kötü şeyler oluyor. Tam işler güzelleşmeye başladı derken bu sefer de köpeğim Yumak çalındı :(- ve bu kadını da tanıtmak istediğimden ayrıca da bir filmi olduğundan en doğru seçeneğin bu kitap olduğunu düşündüm. 

   Bu zamana kadar yazılmış bütün BCP yazılarına Okurix'in bloğundan ulaşabileceğinizi de ekleyip yavaştan kitaba geçeyim.


   Margaret Oliphant bir tarih ve roman yazarıymış. Bu kitapta da hem tarihi bir şahsı anlatıyor hem de bunu yaparken roman havasıyla okuyucuya sunuyor. Kitaba konu olan karakter Jan Dark 15. yüzyılda yaşamış bir Fransız kahramanı. Kahraman bir kadın ve ona ihanet eden erkekler..

<<Yiyip içelim; çünkü yarın öleceğiz.>>

    Başa dönmem gerekirse Jan Dark Fransız köylerinden birinde dünyaya gelen çok küçük yaşlarda Tanrı'nın  azizlerinden vahiy almaya başlayan genç bir kız. O dönem Fransa çok kötü bir halde ve kral bir işe yaramıyor. Paris Fransızlar'ın elinde bile değil. Aslında elinde ama içinde yaşayan Fransızlar daha çok İngiliz yanlısı. Yani ilginç bir dönem. Karışık. O zamanlar Fransa'da bir kehanet var. Bir bakirenin gelip Fransa'yı bu halden kurtaracağına dair. Tam da beklenen zamanda tam da beklenen kalıba uygun bu kız da çıkıp geliyor bi' şekilde kralın önüne. Jan Dark'ın hikayesi de böylece yazılmaya başlanıyor. 

<< Fakat sınırsız ve bilinçsiz neşe, kimi zaman kalbin kaygısızlığından değil; tersine ümitsizlikten kaynaklanır.>>

    Jan Dark'ın aldığı vahiyler, gördüğü azizler şöyle bir yana dursun bence okunması gereken hikayelerden biriydi. Beni oldukça etkiledi. Tek bir damla kan dökmeden (kendi kılıcını kullanmıyor) savaşta kazandığı zaferler, sadece Tanrı'nın önünde diz çökmesi sadece ona hesap vermesi, aklına koyduklarından dönmemesi ve doğru bildiği yolda at sürmesi kesinlikle ilham vericiydi. 

<<Kalbi her  zaman merhamet doluydu. Hep meleklerin tarafındaydı; fakat barış meleği değil, savaş meleğinin.>>

    Kitap genel anlamda dönemdeki tarihi olaylardan, insanların yaşamlarından, soyluların yaşamından savaşlardan vb. pek çok görüntüyü gözlerimizin önüne getiriyor. Açıkçası eğer olaylar doğruysa - ki Margaret Oliphant sağlam kaynaklar kullanmış yazarken- (Jan Dark'ın gördüğü azizlerden değil kralın, silah arkadaşlarının ve arkadaşlarının yaptıklarından daha doğrusu yapmadıklarından bahsediyorum) kalbim çok kırıldı. Jan Dark kesinlikle hak etmediği bir şekilde öldü. Ölümü de zaten vahşeti herkes tarafından bilinen Engizisyon Mahkemeleri'nin elinden oldu. 



    Bir de posteri bu olan güzel bir film var. Kitap kadar ayrıntılı ve yoğun değil elbette ama izlemesi keyifli bir filmdi. Sonuyla ilgili hoşlanmadığım şeyler vardı aslında ama filmin kalitesini etkilememişti. Kitapta okuduğumdan biraz farklı olduğu için sevmemiştim.


    Kitabı okuyun ya da okumayın diye bir önerim yok aslında ama denk gelirseniz de bir bakın derim. Açıkçası ben bu kadının hikayesini bildiğim için kendimi iyi hissediyorum. Çünkü kitaptan sonra birkaç defa başka kaynaklarda, romanlarda adının geçtiğini gördüm, biliyor olmak da hoşuma gitti. 

    Bu ayki yazım da buydu. Ruh halim o kadar gel-gitli ki yazı yazamıyorum ama bu yazı dışında hiçbir yazı yazamamanın da hüznünü yaşıyorum. Yine de gitmedim, buraya tutunmaya devam edeceğim o yüzden bu projeye dört elle sarılmış bir vaziyette devam ediyorum. Umarım yazımdan keyif almışsınızdır. Görüşmek üzere. 



8 Mart 2021 Pazartesi

Dizi Yorumu: The Uncanny Counter (BCP Şubat)



    Bu ay BCP için çok severek izlediğim bir diziyi tanıtmaya geldim. Maalesef bu ay da başka okumalarım olduğu için temaya uygun bir kitap okuyamadım. Ama bin yıldır bitiremediğim kitap (Sefiller 2. cilt, 1. cilt kadar hızlı okuyamadım maalesef.  Kitap bitmeyince de hiçbir şey yapasım gelmedi çok tıkanık hissettim, o yüzden uzun zamandır bloga yazı yazamıyordum) bittiğine göre bu konuda biraz daha serbest olabileceğim.   


    Bu ayki temamız ''Uzak Doğu''ydu. Ben bir Kore dizisi izlemeyi tercih ettim. Tanıtacağım dizi başlıktan da gördüğünüz gibi The Uncanny Counter. Counterlar kötü ruhlarla savaşan ''Yung'' ve ''Dünya'' arasındaki dengeyi koruyan savaşçılar. Haliyle süper güçleri var, diğer insanlara göre daha güçlü kuvvetliler, hızlılar vb. Nasıl seçildikleri konusunda güzel bir nüans var o yüzden burada söylemek istemiyorum. Grup halinde takılıyorlar, bazı özel yetenekleri de var, bu yetenekler genellikle Counter'ın kişiliğiyle bağlantılı. 

    Bir webtoon'dan uyarlanmış Netflix dizisi. Netflix'in çektiği Kore dizilerini genellikle beğeniyorum bunda da güzel iş çıkartılmış bence. ''Çok kötü olmuş'' dediğim sahne yoktu. Bazı doğaüstü itemler dışında görüntünün rahatsız ettiği kısımlar da olmadı.

    Dizi Counterlarla ilgili kafamızda çok soru işareti bırakmıyor lakin diğer karakterlerden biraz daha ön plana çıkan So Moonla ilgili bazı boşluklar var bence (ya da ben fark etmedim bilemiyorum) ama yine de karakterler güzel işlenmişti.

    Özellikle 4 karakterimiz öne çıkıyor. Tabii başka Counterlar da görüyoruz dizide ama ana karakterler bunlar. O zaman ufaktan karakterlere geçeyim. 


So Moon


    Hikaye genellikle So Moon etrafında şekilleniyor. Dediğim gibi Counterlığıyla ilgili kafamda bazı boşluklar olsa da iyi işlenmiş bir karakter. Dizi boyunca karakterlerin olgunlaşmasını ve gelişmesini görmek izlemeyi en sevdiğim şeydir bu anlamda beni oldukça tatmin etti. Sevimli, hayat dolu, eğlenceli ama yaralarla dolu bir geçmişi olan So Moon bazen çok güçlü bazen de çok kırılgandı. Karakteri yaşına ve yaşadıklarına uygun bir şekilde giydirmişler (kişilik anlamında) bu yüzden çok sevdim. Sanırım burada övgüyü webtoonun yazarı hak ediyor. Webtoon'u okumadım ama ilerde belki okurum, eminim izlemesi kadar okuması de eğlenceli olur. 
    Bir de oyuncuyla ilgili bir paragraf açayım. Jo Byeon Gyu'nun izlediğim bir kaç dizisi vardı. Bunlardan en sevdiğim ''Hot Stove League''dir. Orda da çok tatlı bir karakteri canlandırıyordu ama buradaki gibi liseli bir öğrenci değildi. Şunu demek istiyorum. Liseli bir öğrenciyi de çok güzel bir şekilde oynadı bence. Yüzü zaten bunun için yeterli gençlikte. oyunculuğu, mimikleri falan da çok iyiydi. Duyguyu geçirdi yani o yüzden takipte kalacağım bu oyuncuyu da eminim ilerde güzel dizilerde görmeye devam edeceğiz.
    
Ga Mo Tak


    Ga Mo Tak da diziyi renklendiren, yaptıklarıyla güldüren ve güven veren bir karakter. Hafızasını kaybetmiş bu arada o yüzden Counter olduğu zamandan öncesini hatırlamıyor. Onunla ilgili olayları da zamanla öğreniyoruz. Hikayesi çok güzel değil ama güzel bir şekilde işlenmişti. Ortaya çıkanlar ''tamam dizi de bu da olmaz yani'' dedirtmedi. Dizilerde beni çok rahatsız eden bir durum var. Koreliler bunu yapmayı çok seviyor. Çok fazla tesadüf, rastlantı ve ''kader'' bağları ortaya çıkıyor. Burada da Ga Mo Tak ve bir karakterimiz arasında vardı ama en azından mantıklı bir şekilde işlendiği için rahatsız etmedi.  Bir de Ga Mo Tak adına çok üzüldüğüm bir bölüm var. Saçma olmamıştı ama ''bu da olmasaydı ne olacaktı be senarist'' dedirtti. 

Do Ha Na


    Dizide geçmişi güzel karakter yok maalesef. Kimseye söylemekten kaçındığı hatta kendisine bile hatırlatmayı sevmediği bir geçmişi var. Buna rağmen ya da bunun sayesinde güçlü bir duruşu gizemli bir havası var. So Moonla da izlemesi çok keyifli bir ilişkisi var. Kim Se Jong güzel bir performans çıkarmış. School 2017 de de kötü bir oyunculuğu yoktu ama ısınamamıştım. Belki diziyi sevmediğimdendir ama burada kanım da kaynadı.

Chu Mae Ok


    Dizimizin anneciği Chu Mae Ok. İlk bölümden beri en çok endişelendiğim karakterdi kendisi. Eğer izlemeye başlarsanız nedenini anlarsınız (olur da anlamazsanız gelin yorumlarda konuşalım). Dizide en sevmediğim konulardan biri saçlarıydı, keşke biraz daha doğal bir şekilde beyazlatsalarmış bazen gözümü rahatsız etti. Oğluyla ilgili güzel ve biraz da kalp kırıcı bir konu vardı. Onun dışında yine seveceğiniz, ısınacağınız bir karakter. 


     Burada bahsetmediğim ama diziye renk veren çok karakter var. So Moon'un arkadaşları, büyükanne ve büyükbabası, Counterların ortakları vs. Normalde de karakterleri anlatırken bilgi veririm ama bu dizide bence karakterlerle ilgili bütün bilgiler diziyi güzelleştiren ve izledikçe öğrenilmesi zevkli olacak parçalar bu yüzden daha çok bende bıraktıkları izlenimleri yazmak istedim. Kötü karakterler de gerçekten çok kötüydü ama şu an ismini hatırlayamadığım genç kötü karakter kalp ben <3 

     Bir de olması gerekenden çok geç bir süre sonra yazıyı yayınlayabildim bazı aksaklıklar çıktığı için. Umarım beğenmişsinizdir. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere.