12 Aralık 2022 Pazartesi
Ben kendime üzülüyorum, siz üzülmeyin
11 Eylül 2022 Pazar
Haksızlığa Uğrayanın Öfkesi
İçimde inanılmaz bir öfke var. Haksızlığa uğramışlığın öfkesi.
Ben yaptığı işi iyi yapan bir insanım. Genellikle beklentilerim yoktur. Hile bilmem hurda bilmem. Stratejilere kafam basmaz ve ince göndermeleri anlamam. Hayatımın şu noktasında bunlara o kadar maruz kalıyorum ki midem bulanıyor. Beni ne annem böyle yetiştirdi ne babam. Şu saatten sonra da bunları öğrenmek gibi bir gaye de edinemem.
Asla ama asla hak etmediğim bir tavırla karşı karşıyayım. Allah'a güvenmesem, bir kapıyı kapatıyorsa diğer kapıyı açmak içindir cümlesine gönülden inanmasam belki bir sinir krizinden diğer sinir krizine savruluyor olurdum.
En iyisi benken şu an en nefret edilen olduğumu hissediyorum. En sevilen benken en rahat gözden çıkartılan da ben oldum. Bir yere kadar hakkımda düşünülmesi olası birçok olumsuz şey umurumda ama şu noktadan sonra kimsenin kararlarının sorumluluğunu alamam. İtsin beni, nereye itmek isterse.
Tek duam var, zamanı geldiğinde yüzüme bakamayacak kadar utanç dolu olması.
not: yorumlarınızı okuyorum sadece google'ın bir ayarından dolayı cevap yazamıyorum, bu durumu en yakın zamanda halledip dönüş sağlayacağım. okuduğunuz ve yorum yapma nezaketinde bulunduğunuz için teşekkür ederim.
28 Ağustos 2022 Pazar
Dedikodu
Şu an üzerimde deli dehşet bir "psikolojik şiddet" var. Bunu yapan kişi bunun bilincinde ve isteyerek yapıyor. İliklerime kadar hissettiğim bu olumsuz dalganın zihnimde "kendimi atsam daha iyi" düşüncesini oluşturması şaşırtmıyor.
Bazen kendime neden buna devam ettiğimi soruyorum. Bana getirdiği kazançların yanında yaşattığı ruhsal yorgunluğu hayatımın en yoğun anında bile hissetmediğimi hatırlıyorum. İnsanlar hakkında bu kadar rahat yargıya varmasının, sürekli ama sürekli olumsuz anlamda dile getirmesinin, herkesi eleştirilmesinin (havada uçan sinek dahil) ruhunu ne kadar kirlettiğinin farkında olmayan bu insan çevresindeki insanları da kirlettiğinin farkında değil. Etrafındaki bu kadar insanın aynı güvensizliği yaşaması bir tesadüf olmamalı. Çevresinde hep tetikte olmak, yanında olabilmek için istediği her şeyi hatasız bir şekilde halletmek, kendisi hakkında olumsuz hiçbir düşünce ifade etmemek ve "kralın" kendisi olduğunu sıkça hatırlatmak gerekiyor. Çok uzun süredir birlikte olduğu insanların onunla nasıl birlikte olduğunu merak ediyorum ve sanırım cevabının bir süre sonra bu kişiden uzaklaşmanın verdiği etki olduğunu düşünüyorum. Sürekli yanındayken kendisini sevebilmek git gide imkansıza yaklaşıyor zira.
Hayata hiçbir zaman stratejilerle yaklaşmamış biri olarak bu kadar stratejinin hayatı kolaylaştırdığını değil çoğu zaman zorlaştırdığını düşünüyorum. Yaptığı planların yersiz olduğunu, uzaktan yapılan bu planların alana gidildiği zaman suya düştüğünü sık sık gördüm. Yaptırdığı çoğu işin boş olması ve benim değerli vaktimden çalmasını söylemiyorum bile. Hala zamanında 2 günümü harcadığım o listenin hiçbir halta yaramaması ve istenen düzeyde yapmak için harcadığım emek gözlerimi yaşartıyor. Sanırım bu benim için bir travma olarak kalacak. Çünkü benden istediği her liste işi gözümde büyüyor ve hiçbir anlamı ve karşılığı olmayan bu işler için çabalamak istemiyorum.
Bizlerden beklediği özelliklerin hiçbirinin kendi öz çocuklarında olmaması da yüzümde küçük bir gülümsemeye yol açmıyor değil. Çocuklarını tanıdıkça bir ebeveyn olarak evlatlarını nasıl sindirdiği ve kendine benzetmek için ne kadar uğraştığını görüyorum. Tabii başarı anlamında kesinlikle amacına ulaşmış değil. Eğer kendi çocukları onun yanına çalışmaya gelseydi muhtemelen 2. gün gelmemelerini söylerdi.
Bir de gerçekten gözümde olmayan şeylerle beni beklentiye sokması sonra bu beklentinin karşılıksız kalması canımı çok fena sıkıyor. O söylemeseydi ondan hiçbir şey beklemiyordum. Beni bilmem kaç liraya muhtaç hale getirdi resmen bu durum. Ha bir de söz verdiği şeyin onun için çok ama çok kolay bir şey olduğunu bilmesem sanırım bu kadar canım da sıkılmazdı. Evladına benim 1 aylık yaşam giderimi tek seferde harcamaya gayet okay, bunu benim yüzüme karşı dile getirmeye de gayet okay ve sanırım nasıl bir aileden geldiğimi nasıl şartlarda şu zamana kadar yol aldığımı bilmesine rağmen mal varlık muhabbeti yapmak da onun için gayet okay.
Hiçbir zaman kimsenin malını kıskanmadım, Allah hatta gani ganisini versin -gerçekten çok içtenim-. Ortaokuldan beri çalışıyor olmak bana hiçbir zaman koymadı. Emeğimin karşılığını aldığım müddetçe -hatta bazen almasam bile- arkadaşlarımın tatillerde gezerken benim 45 derecelerde o koca koca tırları kolilerle doldurmak için verdiğim çaba da koymadı. Ama son zamanlarda bahsettiği "varlık" anıları çok fena koyar oldu. Ailemin hiçbir zaman bahsettiği yemekleri yiyemeyecek olması, kardeşlerimin hiçbir zaman bahsettiği o semtlerde oturamayacak olması, çalışmadan hiçbir şey elde edemeyecek olmamız -ki tersini de istemezdim bu arada- ya da ne bileyim bir şey alırken 40 defa falan düşünmek zorunda olmamız.. Ha bir de kendi evlatlarının yaptığı şımarıklıkları ve müsriflikleri de "aristokratik bir tutum" olarak yorumlaması içten içe kahkaha atmama sebep oluyor. Biz yapsak ismi uyuzluk olacak olan fiilin onlar yapınca nasıl aristokratik tutuma dönüştüğü akıl almaz bir başkalaşım gibi geliyor.
Böyle işte. Kimseye tutumlarından bu kadar açık bir şekilde bahsedemediğim bu insanı size anlatmak istedim. İçimi döktüm bir yerde yani. Ya da dedikodusunu yaptım artık ne derseniz. Şu anda çıkamadığım bir başka çukur olduğu için bu durum biraz daha dişimi sıkmakla ve bu şekilde içimi dökmekle yetineceğim. Dinlediğimiz için teşekkür ederim.
9 Mart 2022 Çarşamba
Öyle Hissederken Böyle Yapmak?
Epeydir mutsuzum galiba. Dışarıdan bakıldığında bu kız mutsuz demezsiniz bu arada. İstediği şeyleri yapıyor, boş değil sürekli bir şeylerle uğraşıyor, espri yapıyor, gülüyor, eğleniyor dersiniz. Benim de modum yüksek gerçekten, öyle depresif depresif dolanmıyorum cidden, ama mutsuzum.
Bazı dertlerim boyumu çok aşıyor. Eski mottoyla devam ediyorum o da olmasa edemem sanırım. "Elinden bir şey gelmiyorsa elinden bir şey gelmiyordur, üzerine düşünme".
Önceden bahsettiğim bazı şeyleri atlattım, artık o kadar aklıma gelmiyor, insanların beni nasıl gördüğü de umurumda değil artık. Bencilleştim sanırım galiba ama ben nasıl bir tavırla karşılaşırsam öyle yaklaşıyorum artık. Kimseyle de iletişime gireceğim diye bir derdim yok.
Ama genelde herkese selam veriyor, ayaküstü muhabbetlere giriyor ama kimseyle (puff dışında) bağ kurmuyorum. Gerçi şu sıralar kendimde rahatsız olduğum bir durum var. Bunu neden yaptığımı çözemedim.. Gerçi çözmüş de olabilirim. Ne yaptığımdan bahsetmeyeceğim ama nedeni sanırım "biri tarafından sevilme" ihtiyacı. Bunu nasıl anlatsam.. yani birinin beni sevmesini istiyorum galiba.. yani anlayacağınız üzere (eski yazılarımdan) birilerinin beni sevdiğini çok düşünmüyorum. Sanırım sadece babam beni gerçekten seviyor. O da hani nasıl desem.. beni ben olduğumdan çok ona gösterdiğim "iyi evlat" tarafıyla ilgileniyor.. Vay be bunu itiraf etmek biraz ağır geldi sanırım gözlerim doldu ıoesusjfdkd
Böyle işte. Bu arada hayatımda kötü bir şey yok yanlış olmasın. Sadece bazı şeyleri neden yaptığımı anlamaya çalışıyorum..
15 Ocak 2022 Cumartesi
Canla İlgili Bir Şeyler
Can yakmaya başladıysa sessizlik
Ölmek vakti gelmiştir
ve öldürmek.
Bazı duyguları ve içeride parçası kalan bazı insanları
Sökmek gerekir çoğu zaman tamir etmek için
ve değiştirmek parçaları
Can yakmaya başlayınca kafadaki ses
susturmayacaksın aslında.
Dinleyeceksin sana ne dediğini, ne hissettirdiğini
anlamaya çalışacaksın
Yardım çığlığı mı attığı, savaş narası mı?
Can yakmaya başladıysa kalbin atışı
daha hızlı koşacaksın
Daha hızlı koşacaksın ki patlamaya yaklaşsın
Unutmayacaksın parçalanmanın her zaman
yok olmak olmadığını.