12 Haziran 2020 Cuma

Kitap Yorumu- Hayvanlardan Tanrılara: Spiens



*Bu yazı normalde benim bir dersimin ödevi fakat belki bloğumda olursa insanlar bundan faydalanabilir diye düşündüm ve paylaşmak istedim. Keyifli okumalar. 


HAYVANLARDAN TANRILARA: SAPIENS

 

   Tarihin akışını 3 önemli devrimin (‘’70 bin yıl önce başlayan Bilişsel Devrim, 12 bin yıl önce bunu hızlandıran Tarım Devrimi ve yalnızca 500 yıl önce başlayan, tarihi sona erdirip bambaşka bir şeyi başlatabilecek Bilimsel Devrim’’ (Harari, 2011, s. 19)) şekillendirdiğini söyleyen bu kitap, insanlık tarihinin bilinen ve bilinmeyen pek çok noktasını ele almaktadır. Tarih ve bilimin iç içe olduğu kitapta insan antropolojik ve kültürel yönlerde incelenmiş, cevaplanmayan ya da cevaplanamayan soruları asla sıkıcı olmayan bir dille ele almıştır. İçeriği nedeniyle ilk bakışta okumanın zor olacağı düşüncesini uyandırsada ilk cümleden itibaren insanı daha fazla okumaya sevk edecek bir sürükleyicilikle yazılmıştır.

   5 bölümden oluşan kitabın ilk bölümü tamamen insan ve insan evrimini anlatan ‘’Bilişsel Devrim’’dir. Bu bölümde insan türlerinden, onların nereden geldiğinden ya da sonlarının ne şekilde olduğundan bahsetmiştir. İlk bölümün Bilgi Ağacı kısmında şu cümle geçmektedir: ‘’Etkili hikayeler anlatmak kolay değildir; zorluk hikayeyi anlatmakta değil, herkesin hikayeye inanmasını sağlamaktadır.’’ (Harari, 2011, s. 46). Bu kitabın bana göre en güçlü yönü de budur. Okuduğunuz zaman hak veriyor ve anlatılanlara inanma eğilimi gösteriyorsunuz. Çünkü bahsi geçen birçok şey için kaynak gösterilmiş ve önemli araştırmalardan örnekler verilmiştir. Ayrıca bir konuyu tek bir teoriyle açıklamaya gitmemiş var olan pek çok teoriye de değinmiştir. Üzerinde fikir üretilememiş ya da fikir birliğine ulaşılamamış konuları da ifade etmesi yazarı yansız göstermiş ve kitabın inandırıcılığını arttırmıştır.

   Bu bölümün sonunda Homo Sapiens’i ‘’ekolojik katil’’ olmakla suçlamış geçmişte olmuş olabilecek durumları sert bir dille ifade etmiş ve insanı gelecekte olabilecekler hakkında düşünmeye sevk etmiştir. 2. Bölümde de Tarım Devriminden ve bu devrimin getirdiklerinden bahseden kitap, insanın kendi kendini sorgulamasını ve belki de biraz kötü hissetmesini sağlamaktadır. Bölüm içinde geçen ‘’Lüksler zamanla ihtiyaç haline gelir ve yeni zorluklar ortaya çıkar.’’ (Harari, 2011, s 101) cümlesi de ‘’ekolojik katil’’ benzetmesiyle aynı efekti vermektedir. Bunu kitap içinde yer yer yapmış olması okuyucuya olumlu yönde bir biliş kazandırmaya fayda sağlayabileceğinden bu durum kitap için önemli bir güçlü yön olarak düşünülebilinir.

   Bütün bölümlere konuya uygun görseller kullanılmaktadır. Bu görseller kitaba bir dinamizm katmış anlatılanın daha iyi anlaşılmasını ve insanın kafasında bazı görüntülerin daha rahat oluşmasını sağlamıştır. Ayrıca yazarın kitabın yayınlanacağı ülkeye göre örneklerini değiştirdiği bilinmektedir. Bu iki durum kitap için oldukça olumlu yönler olarak ifade edilebilinir.

    Bütün bu güçlü yanların yanında görmezden gelinemeyecek kadar zayıf yönü olan da bir kitaptır. Harari kitabını yazarken söylemlerini bilimsel bir yapıya oturtmak istemiş, başlıkları incelerken çeşitli teorilerden bahsetmiştir. Bu evet, onu oldukça yansız göstermiştir, fakat satır araları okunduğunda oldukça yanlı bir görüşle hareket ettiği açıktır. Buna örnek vermek gerekirse tek tanrıcılığın tarım toplumuyla birlikte geldiğini ifade eder ancak kitabın ilerleyen sayfalarında Alacahöyük’ten bahsederken buranın avcı toplayıcılarla oluşturulduğunu söyler ve bunların tek tanrı dinine inandığını sebepleriyle birlikte açıklar. Öyleyse tek tanrıcılık avcı toplayıcılıkta da vardı. Alacahöyük’teki kalıntılar tek tanrıcılığın avcı toplayıcı toplumlarda görüldüğünü söyleyebilecek kadar önemlidir. Belki de bu şekilde insanın tek bir tanrıya inanma durumunu biraz daha geciktirmeye çalışmıştır. Diğer biri ise Homo Sapiensler’in dünyada tek insan türü olarak kalmasıyla ilgilidir. Kitapta bu konuda 2 teorinin varlığından bahseder. Bunlardan biri bunu Homo Sapiensler’in sosyal becerileri sayesinde gelişerek çoğalması ve kaynakları toplamasıyla diğer türlerin nüfuzlarının azalıp yavaş yavaş yok olduğu şeklinde açıklar. 2’ncisi ise Sapiensler’in onları yok etmesiyle gerçekleştiğini söyler. (Harari, 2011, s. 32) Bunlar gerçek olabilecek olasılıklardır fakat yazar sanki sırf Sapiensler’i suçlamak istercesine konunun ilerleyen sayfalarında şu cümleyi kurar: ‘’…Belki de bu yüzden atalarımız Neandetaller’i yok etti, çünkü Neandertaller yok sayılamayacak kadar yakın, fakat tolere edilemeyecek kadar da faklılardı.’’ (Harari, 2011, s. 33). Bir yanlılığın hissedilmesi için satır arası okumaya bile gerek olmayan bir konu da mevcuttur. Dünyada kabul görmemesine rağmen ‘’Ermeni soykırım’’ından bahsetmesi (Harari, 2011, s. 359), sırf kendi görüşü öyle diye bundan bir gerçek gibi kitabında belirtmesi oldukça hatalı bir durumdur. Konu hakkında bilgiye sahip olmayan insanların aklını karıştırmaya yönelik bir adımdır.

   Bu şekilde yanlı davranması ve bunu bilimsel ve tarihsel gerçeklermiş gibi aktarması benim kitapta en sevmediğim durum oldu. Kitapta din, savaş gibi hassas konuları insanları etkileyebilecek şekilde hatta bazen yanlış bilgilerle ifade etmesi bu konularda bilgisi olmayan insanların olumsuz tutum benimsemelerine neden olabilir. Bu bağlamda kitabın bu yanından hoşlanmadım. Fakat yine de okunması ve üzerine düşünülmesi gerekilen bir kitap olduğunu söyleyebilirim. Yalnızca bunu okurken bahsedilenlerin teorilerden ibaret olduğunu ve bir insanın şahsi görüşlerinden oluştuğunu unutmamak gerekir.


15 yorum:

  1. Popüler olduğundan ilgimi çeken bir kitaptı. Sizin analizinin de çok açıklayıcı olmuş,epey fikir edindim.tesekkürler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet bayağı popüler hem de. Böyle olduğuna sevindim ben güzel yorumunuz için teşekkür ederim..

      Sil
  2. Okuduğum güzel kitaplardan biriydi. Yazarın inandığı bazı konulara gerçekmiş gibi yer vermesi her zaman onun bir misyon yüklendiği anlamına gelmez sanırım. Elbette farklı kaynaklardan yararlandıktan sonra gerçek olana aklımızın el verdiği ölçüde ulaşmak en doğrusu.
    Kitabı tanıtan güzel bir yazı olmuş, elinize saglık.
    Bu arada Darwin'in müfredattan kaldırıldığı böyle bir dönemde bu hangi dersinizin ödev konusu olmuş merak ettim:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Harbi harbi kaldırıldı mı ya Darwin, bi ara sanki konuşuluyordu ama konuşulduğuyla kaldı diye düşünmüştüm. ''Eğitimde Araştırma Yöntemleri'' adlı dersimizde hocamız bilimsel bir kitabı incelememizi istemişti ben de bunu incelemeyi tercih ettim. Bir başka dersimizde de ders kitabı olarak kullanıyorduk zaten.

      Sil
  3. melabaaaa gelcam yine şekerlik :)

    YanıtlaSil
  4. heey yaz edebiyatı etkinliği daha yeni başlıyoo. sen de etkinliğe göre yazınca söle ama bana tamam mıı. ben de bu gece ilk etkinlik yazısını yazcam kiiii :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Tamamdır yazınca haber ederim sana, bakalım sen ne okumuşsun geliyorumm

      Sil
  5. hımms ödevin okunurmuuuş :)

    YanıtlaSil
  6. Aynen öyle. Üzerine düşünülmesi gereken konular insanın aklına hayveye gelmiyor anca böyle kitaplar okuduktan sonra ''acaba?'' diyip düşünmeye başlıyorsun bu yönden çok verimli bir kitaptı gerçekten. Teşekkür ederim, senin de yorumuna sağlık^^

    YanıtlaSil
  7. Uzun bir süredir aklımda olan bir kitapdı. Ödevini blogunda paylaşmak güzel bir fikirmiş. Bu ayrıntı güzel inceleme için teşekkürler:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ödevlerden çok vakit ayıramayınca ödevleri blogda paylaşmak biraz işime geldi doğrusu :D Okuduğunuz ve yorum bıraktığınız için ben teşekkür ederimm

      Sil

içinden geçirdiklerini dışa vurmaya ne dersin?