26 Temmuz 2018 Perşembe

GRUP TANITIMI: STRAY KIDS



Merhabalar, bugün size bayıla bayıla dinlediğim, izlediğim, takip ettiğim, çooook sevdiğim bir grubu tanıtıyorum. Başlıktan da gördüğünüz gibi: STRAY KIDS!!!


Burada bahsettim diye hatırlıyorum ama bahsetmediysem yada bloğuma yeni gelmiş ve bundan habersizseniz ben bir JYPstanım. Olur mu canım şirketin de stanı derseniz, oluyormuş vallaha. Tabii ki şirkete değil şirketin altındaki grup, solo, aktris, aktör ne varsa takip ettiğimiz için böyle bir adımız var. Bu grubu da JYPstan olduğum için taaa kemikken yani daha bu üyeler stajyerken takip etmeye başladım, o zamanlar ne grup var ne ad (bizim bildiğimiz) ama stajyerleri mvlerden konserlerden gördüğümüz kadar takip ediyoruz. Daha grubun adını geçtim oluşturuldukları programdan önce üyelerin bazılarından, 3rachadan haberdardım yani (bunun gizli gururunu yaşıyorum çaktırmayın rhlfnjkdsl)


Bu grubu nereden tutsam da anlatmaya başlasam açıkçası bilmiyorum. Önce 3rachayı mı anlatsam yoksa programdan mı başlasam..

Sanırım önce program.


Stray Kids survivor programı aracılığıyla oluşturulmuş bi' grup. Daha doğrusu oluşturulan grupta bakam kim hayatta kalıp çıkış yapacak grubu. Başta jyp baba bize ''eleme olmayacak, üyeler arasında çok geride kalan olursa grubun çıkışı ertelenecek'' falan fistan salladı ama program başladıktan bir süre sonra öyle olmayacağı ortaya çıktı, bu duruma karşı çok kinliyim anlatacağım, boşaltacağım içimi :d

Programın adı da STRAY KIDS, yani programa grubun adını veriyorlar. Program bittikten sonra grup adı bi değişecek falan dediler ama sonra kararlarını değiştirip böyle kalmasını istemişler. İyi de olmuş çünkü adı üyeler seçmiş oldu. Hem JYP'nin vereceği adı da tahmin etmeye çalışınca.. Wonderful9 mı olur, 9kids mi olur ben kararsız kaldım. Böyle olması iyi olmuş yani. Ha şöyle bir güzellik daha var isimde, şimcik bunun türkçesi ''Kayıp Çocuklar'' ya bizim fan ismimiz de Polaris (bildiğiniz gibi kutup yıldzı, yön bulmada yardımcı olur) gibi grup ismiyle anlamlı hoş bir isim olabilir. Şuanda ismimiz yok ama bu yönde olursa çok mutlu olacağım.

Programın bölümlerine gelirsek ( bu bölüm spoilerlı olacağı için isterseniz biraz aşağılara geçin ben bölüm bölüm başlık atacağım)

1. BÖLÜM

Showcase'den sonra (jypnin geleneksel stajyer showcase'i) erkek grubunun çıkış yapacağı açıklanıyor, daha sonra program üyelere duyuruluyor tabii oğlanlar bir şok, biz de şokuz çünkü programdan önce elenmeyecek elenmeyecek dendi, sonra ''debirıl haci muttanın çingudo sengil suga isso''.. (debut yapamayacak arkadaşlar da olabilir) sensin ''debut yapamıycak..'' deli etti orada bizi. 
1. bölüm mutluş mutluş geçiyordu oysa, üyeler ilk takma adlarını alıyor (for example bundle boy minhooo yıwerfukdjhc), biz üyeleri ufaktan tanıyoruz falan her şey çokseldi.. Neyse efem, sinirlenmeden devam ediyoruz, ilk görevlerini de alıyorlar bu bölümde, programdan önce yayımlanan (bu yüzden millet çoktan debut yaptı sanmıştı grubu :/ ) ''Hellovator'ı yapmaları (daha doğrusu şarkı yapın diyorlar onlar da bunu yapıyor) burada isteniyor. Böylece ilk bölümün sonuna geliyoruz.

bu 1. bölümde yaptıkları grup performansı

bu da pek sevgili 3rachamızın performansı

2. BÖLÜM

mvyi şuraya sıkıştırayım

2. bölüm bol bol kahkaha var, heyecan var, gerilim var (bang chan'a o may gat oldum) 
Ve büyük an, tehlikede olan 3 üye açıklanıyor, bir dahaki bölümde. Biz de 3. bölüme kadar kanser oluyoruz..

3.BÖLÜM

Öğreniyoruz ki tehlikede olan üyler minnak Jeongin, yauşuklumuz Hyunjin, Bunle Boy Minho :(
Tehlikede olan üyeleri baz alarak 3 gruba ayrılıyor üyeler ve 3:3:3 görevi için hazırlanmaya başlıyorlar. Ortaya çoksel şarkılar çıkıyor.

gruplar: 
Jisung, Woojin, Jeongin
Bang Chan, Seungmin, Hyunjin
Changbin, Felix, Minho

4. BÖLÜM

Sıra geldi yaptıkları şarkıları sergilemekte, bu bölümde maalesef  Minho eleniyor, önceki bölümde mimlenmiş olduğundan ve bu bölümde de şarkıyı sergilerken küçük bir hata yaptığından dolayı..
ANA DANSÇIYI NİYE ELİYON MANYAK ADAM ANA DANSÇI O, O KOREOGRAFİLERDE ÇOK BÜYÜK KATKILARI VAR O ÇOCUĞUN, AL İŞTE AL NASIL AĞLATTIN, KIRDIN ONLARI BOŞ YERE!! REYTİNG İÇİN DEĞİLSE ADIMI DEĞİŞTİRCEM HE! :d

minho takımı

jeongin takımı

hyujin takımı

5.BÖLÜM

Bu bölümde genel olarak ağlıyoruz, herhangi bir görevleri falan olmuyor, üyeleri Minhosuz kafa dağıtmaya yolluyorlar sonra Minhodan bi mesaj koyuyorlar üyeler izlesin diye yine ağlıyorlar, bu bölüm çok ağlamaklı az kalsın ben de ağlayacaktım, sinirlenmekten vakit bulamadım.

6-7. BÖLÜM

Bu bölümlerde de YG'ye konuk oluyor bizimkiler ve geleneksel JYP vs YG gerçekleşiyor, bence benim oğlanlar kazandı, sizce? Aşağıya koydum performansları?

benim oğlanların rap performansı 

VS

bang yedamın performansı

oğlanların vokal karşılaşması

oğlanların dans karşılaşması

8.BÖLÜM

Bu bölümde ''sokak performansı'' görevi var. Yeni yaptıkları bir şarkı ve eski şarkılarla birlikte bir sokak performansı gerçekleştiriyorlar. Onları izlemeye 2pm'den Jun K.de dahil olmak üzere gelen 2-3 kişilik bir jüri grubu var. Bir de desteklemeye gelen benim öteki minnoşlar: Bambam,Yug, Young K. ve Sungjin :*

Sonra.. Bu sefer de Felixi eledi manyak adam. Tamam performans sırasında küçücük minicik bir hata yapmış olabilir ama eleme nedeni KORECESİNİN KÖTÜ OLMASI.

MANYAK ADAM TWICE ADLI SENİN ÇOK SEVDİĞİN BİR GRUP VAR YA HANİ, O GRUPTA SANA VAR ONUN KORECESİ ÇOK MU İYİ!! ULAN FELIX GİBİ BİR SESİ ACIMADAN HEM DE BÖYLE SALAK BİR NEDENLE NASIL ELERSİN???

Şuan çok duygusalım, bu yazı için tekrar bi gözden geçiriyorum programı arka planda ağlıyor çocuklar :(((

yayaya!

9. BÖLÜM

9. bölümde biraz hüzün bol bol minnoşluk var çünküüü büyük buluşma: HYUNJIN <3 JINYOUNG(got7) rwufydısajkx

Ha bir de :) bizim :) oğlanlar geri dönüyor :)

10. BÖLÜM

Büyük final!! Daha fazla uzatmak istemiyorum bu  yüzden söyleyeceğim 2 cümle bir şey var onları diyip gidiyorum.

ÇOKSEL PERFORMANSLAR SERGİLEDİLER, OĞLANLARIMIN HEPSİ DEBUT YAPTI BİR DE PROGRAMI SUNAN SUNUCUYA UYUZ OLDUM.


       
      
not: eleme olayının ilk nedeni reytingse, 2. nedeni bunu anlatmaktır. Kalıbımı basarım .   
2.not: yazı uuup uzun oldu resmen, bu yazının ilk bölümü olsun 2. bölümünü başka bir post olarak yayınlayayım, böylece debut aşaması 1. bölüm, grup 2. bölüm olur güzel olur bence.  

okuduğunuz için ve Stray Kids'i tanımak istediğiniz için teşekkür ederim bir sonraki yazıda görüşmek üzere, anlatacak çok şeyim var :D

23 Temmuz 2018 Pazartesi

KEDİCİKLER



Kedilere ilgim yok denecek kadar azdır, genel olarak hayvanlara karşı böyleyim aslında -tilkiler dışında, tilkiler muhteşem şeyler- ve hiçbir zaman hayvan beslemeyi düşünmemiştim. Aslında onların eve gelmesinin nedeni ben de değilim, kardeşim.


Bize sürekli gelen kuzenim bir gün kız kardeşime ''sana kedi getireyim mi?'' dedi ve hop! bir kedimiz olmuştu bile. 

İsim konusunu çok düşündük, daha çok kız kardeşim düşündü. Başta adını ''Yoda'' koyduk, ben o sıralar kediyi ''kedi'' diye çağırıyorum, erkek kardeşim şiddetle karşı çıktı ''Yoda da neymiş?'', biz de onun yanında söylemek için başka bir ad düşündük, bunu ben düşündüm,  Mars! Çünkü kız kardeşimin kullandığı nick ''Venüs'' böyle uyumlu olunca kabul etti. Sonraları hepimiz Mars'a alıştık, Mars güzel.

Başından çok şey geçti Marsın, bize geldiğinde bitliydi. Çok bitliydi, baya bitliydi.. Veterinere götürdük bitlerinden kurtardık onu önce, sonra yalnızlıktan. Dünya geldi çünkü. 

Mars geldiğinde 2 aylıktı, az da olsa bakımlıydı, hasta değildi. Ama Dünya.. 1,5 aylıktı daha, karnı feci şişikti, yaralar vardı bedeninde, dışarıdan da korkmuştu belli. Çünkü Mars dışarı gitmek isteyen bir kediydi ama Dünya kapının ardına, gerçek Dünyaya geçmedi eve geldiğinden beri.

Onu da veterinere götürdük, aslında önce nasıl geldiğini anlatayım. Biz Marsı ara sıra bahçeye çıkarıyorduk ve üst kattaki cadılar onu sevmeye geliyordu. Bazen de çıkartmıyorduk ve cadılar bu sefer de eve gelmek istiyordu. Gün içinde birden fazla, bazen sabahın köründe, gelince istekleri de bitmiyordu, hayvanı korkutmaları da cabası. Hal böyle olunca artık gelmeyin dedik ve Mars'ı sevdirmedik onlar da kendilerine ''sevecek bir kedi'' bulmuş, bahçeye getirmişlerdi. Hayvana ne mama vermişler, ne su içirmişlerdi. Oyuncak gibi ellerinde gezdirmeleri ve gece kaçmasın diye bahçedeki kümese kapatmalarını söylemiyorum, o gün onlar evlerine çıkarken babam çıkardı hayvanı. 

Sabah bizim kapının önündeydi, kardeşim onun o perişan halini görünce dayanamadı ağlaya ağlaya annemi ikna etti, o gün o da bizim aileden biri oldu, veterinere götürdükten sonra.

Veterinerde bi' ilaç verdiler karnı şiş diye, ertesi gün -afedersiniz- boyundan büyük kurtcuklar çıkardı, yavaş yavaş iyileşti. Yemek yemeyen kedi yer, koşmayan kedi koşar oldu. 

Marsla bolcana kavga ettiler, kavga ede ede anlaştılar, artık kavga ederken uyuya kalıyorlar :D

Marstan biraz daha bahsedeyim, evin yaramaz oğlanı.. Açık kapı, pencere gördü mü atlıyor dışarı. Bir gün bu akıllı yine kaçmış pencereden -geri dönüyor- karşı yolda da fabrika işçileri boşaltım yapıyor. Mars ev kedisi, haliyle insanlardan korkmuyor, korkması gereken şeylerden de. Meraklı bir hayvan. Girmiş paletin altına... palet düşmüş.. ayağının üstüne.. Kardeşim sinir küpü tabii, götürün demiş veterinere, kedim acı çekiyor!! Götürmüşler, Allah razı olsun. Ben eve geldiğimde içim rahat etmedi hep gittiğimiz vete götürdük. Sabahki veterinere bayaa bir şeyler saydı, ''3 tane ilaç ismi biliyormuş vermiş hepsini'' dedi, tamam olurmuş da ne gerek varmış bunca para vermeye. Bize bir sprey verdi, bunu kullanın başka bir şeye gerek yok, alınmış madem spreyi sıkmadığınızda da sürersiniz kremleri dedi, dediklerini yaptık. Şuanda atlıyor, zıplıyor, deli gibi koşuyor.. maşallah maşallah. Bi' ayağının üstünde küçük bir yara kaldı, spreye devam, yavaş yavaş o da iyileşecektir. 

Tabii yaramaz oğlan durur mu, daha ayağı iyileşmeden başka bir şey daha yaptı kendine.. Hiç huyu da değildir, bir gün annem çay yaparken atlamış aygaza yakmış bıyıklarla kaşları, yüzünün sol tarafındaki. Ne diyim?

Bana gelirseniz, hala aman aman kedi mi varmış değilim, ama kurdum galiba bağ onlarla, göremeyince telaşlanıyorum, hele Mars'a olanlardan sonra..

Kedisi olan var mı başka? Böyle anlatacak hikayesi olan? Yada bana vereceği önerisi? Çünkü hala yeni, Mars geleli daha dün 1 ay oldu.

21 Temmuz 2018 Cumartesi

ÇİNLİ DİZİLER





Şu sıralar bende bir Çin dizisi merakıdır gidiyor, Kore'den sıkılmadım ama izlediğim diziler sarmayınca, ''Koreli'' bir şeyler izlemek istemeyince çok önceden rastladığım Koreli olmayan bir diziyi hatırladım ve onu aramaya başladım tabii onu bulamadım ama onun yerine başka bir şey buldum. ''Tayvan Drama''.


Başta çok dikkatimi çektiğini söyleyemeyeceğim ama sonraları burada Çinli olmayan -sanırım Taylandlıydı- bir dizi izledim. O da çok sarmadı ilerlete ilerlete izledim, ondan sonra yine o dilde bir şey izledim o da sarmadı :') Öyle sayfada takılırken Çinli bir beyefendinin posterini gördüm ve atladım diziye :D
Hem dizi sardı hem de dizideki beyefendiler, hal böyle olunca ''Şunun başka dizisi var mı? Aaa bunun bir filmi varmış!!'' cümleleri aldı başını gitti.

İzlediğim dizilerden kısa kısa bahsetmek istiyorum, aralarında beğendiğim, bazen ilerletmek durumunda kaldığım, bazen hızımı alamayıp çevirisi yok diye ingilizce altyazılı izlemek zorunda kaldığım diziler var, dikkatinizi çeker mi bilmem ama bir şans vermeye değer bence.

not: neyi ne zaman izlediğimi, izlemeye başladığımı bilmediğimden sıralama karışıktır.


WHIRLWIND GIRL

Çok emin olmamakla birlikte muhtemelen ,ilk dizim budur Çin sahasından çünkü başroldaki çocukweufrışjkclnrsşuovhcjn

Ben erkeklere karşı gerçekten çok ilgisiz bir insanım ama çekikler bir ayrı, platonik sevmeyi seviyorum galiba hep uzaklardaki diyarlardan oğlanları beğeniyorum. Bu oğlan da bir naif, tatlış, minnoş geldiydi gözüme -ki hala öyle gelir :D- o yüzden çekti ilgimi. Sonra dizinin konusunu da okuyunca aha ben bunu izlerim dedim.

Dizi Qi Bai Cao'nun hayatını, tekvandoya olan aşkını, ustasının yanında onun suçsuzluğuna inanarak nasıl yaşadığını sonra ekşınlı bir şeylerin ardından Ruo Bai (benim tatlış,minnoş bulduğum çocuk) ve diğerleriyle nasıl tanıştığını vs vs anlatıyor. (isimleri asla ezberlemedim bu arada) 2 sezonu var dizinin ama ben sadece 1. sezonu izledim, dizi sonlara doğru tam benim istediğim kıvama girmişti ama dizinin bölümleri uzun olduğu için -32- ve ben bu sayılara alışık olmadığım için ve bu Çinliler her şeyi yavaaaaşş yavaaaaşş ilerletmeyi çok sevdiği için sıkılmaya başladım, 2. sezonda da benim minnoşun dizide olmadığını da öğrenince dizinin devamını çok sallamadım açıkçası. Önerir miyim? Belki, siz ben sıkılmam yavaş anlatımdan, baş roller arasındaki yakınlaşmanın uzun sürmesi de umurumda değil diyorsanız, zevk alabilirsiniz bence. 

LOVE O20

Bu diziyi de yukarıda anlattığım şekilde ''acaba bu oğlanın başka hangi dizileri var?'' diyerek buldum. Başta bölüm sayısı -30- gözümü korkutsa da oğlanı izlemek için değerdi, konu da güzeldi. Oyunlu moyunlu. Her ne kadar ben oynamasam da en yakın arkadaşlarım oyun delisiydi ve bence bir şeyler öğrenebilirdim çünküü ben de oynamak istiyordum artık. Öyle daldım diziye işte :D

Dizi inanın ki çok tatlı. Hele oğlanın WG'den farklı olarak daha sevecen tavırları, daha bir duygusunu belli etmesi falan çok hoşuma gitti. Tabii her uzun dizi gibi sonu ilerlete ilerlete izlemekle bitti ama bitti sonuçta :D Önerebilirm -baş parmak yukarı-

Konusu da özet olarak: bir oğluşumuz var adı çok önemli değil (hatırlamıyorum :( ) bir de kızçemiz var, oğluşumuz bu kızçemizi oyun oynarken görüyor ve alevler alevler :D


THE BIG BOSS

I-ıh. Sevemedim. Başta eğlenceliydi, izlemesi zevkliydi, komikti, gülüyordum.. Sıkılmaya başladım, bir süre ilerlete ilerlete izlemeye devam ettim ama sonra elim yeni bölüme gitmedi, hala dizi yayınlanıyor (tr'si) ama hala içimden izleme isteği gelmiyor, belki final olunca bi' ne olmuş diye bakarım onun dışında izlemeyi düşünmüyorum, size de tavsiye etmiyorum.


THE ETERNAL LOVE

Bu dizideki oğlanı bir yerde izledim ama nerde izledi.. hatırladım :) İsmini hatırlayamadığım bir tarihi dizide general gibi bir şeydi :D Taaa oralarda takıldıydı gözüme burada rastlayınca da izleyeyim dedim. Diziyi çok hatırlamıyorum.. hatırlıyormuşum. Bu diziyi anlatırken hep unuttuğum şeyleri hatırlıyorum bu da ilk izlediğim dizilerden herhalde. Neyse, bu dizi de ağırlık olarak tarihi bir dizi ama günümüzden bir şeyler de var. Konusu ilginçti, kız gelecekten geliyor aynı ona benzer -hatta tıpa tıp aynısı- bir kızın zihninde buluyor kendini sonra başrol oğlanla olaylar gelişiyor, asıl kendisiyle bedenin sahibi arasında da bir şeyler geçiyor falan fistan. İzlenilebilir, çerezlik bir diziydi -baş parmak yukarı-


WITH YOU

Ay bir minnoş dizi daha! Nasıl izlemeye başladığımı hatırlamıyorum ama iyi ki izlemişim, çok minnoş bir diziydi. Son birkaç bölüme kadar. Bunun nedeni de sıkması falanı filanı değil -ay çok spoil olacak, ben bunu beyaz renkle yazıyorum okumak isterseniz üstüne tıklayarak okuyabilirsiniz- karakterler hakkında üzücü olayların olmasıydı. Dizide sevdiğim şeyler çok, sınav gününe kadar bu diziyle motive oldum bile diyebilirim, hatta baktım çeviri gelmesini bekleyemiyorum hazır bitmiş dizi oturdum kalan tüm bölümleri ing altyazılı izledim -ingilizcem de iyi olsa edujvbksjnx- hala yayınlanıyor tr alt yazılı hali, o şekilde de izleyecektim de işe başladım, izlediğim bir dizi yerine yeni dizi izlerim kafasıyla başka dizilere başladım.

Konuya gelirsek eğer, çok tatlış bir kız var, bu tatlış kızın okul hayatı diye özetlenebilir bence. Okul dizilerini sevenler bunu da beğenebilirler. A bu arada fotoğraf çekmeyi yada fizik dersini seviyorsanız başrollerle  ortak noktanız var demektir!!

İzlediğim, izlemekte olduğum 3 dizi daha var ama yazı çok uzun oluyor, onları da başka bir post olarak yayınlarım artıkın.

Buraya kadar okuduysanız da teşekkürler valla


3 Haziran 2017 Cumartesi

GRUP TANITIMI: MELON5



Bu yazıyı teeeeee ne zaman telefonumun not kısmına yazmıştım işim bitsin yayımlarım diye ama unutmuşum öylecene kalmış. Ben de boşa gitmesin bari diyorum ve te ne zamanın yazısını şu an sizler önüne koyuyorum..


Şu performanstaki herkesi bir fan kadar seviyor ve destekliyorum. Bunu arada açar ve kulaklarıma hediye ederim. (Bu grup Melon'nun şuan hatırlayamadığım bir etkinliği için oluşturulmuş bir grup. Ben bu yazıyı yazarken hem çocukları hem gruplarını biraz anlatayım istemiştim.  B.I.G, DAY6, NFLYING çok popüler gruplar değil belki bu sayede birkaç kişiye daha ulaşır müzikleri diye düşünmüştüm. Normalde bunu adam gibi bir giriş yapıp yazmayı düşünüyordum ama üstünden çok geçti diye direk yazıya çocukları anlatarak dalıyorum efenim)

BENJİ


Benji oldukça renkli bir çocuk, Grubu B.I.G.'de öyle -özellikle 'are you ready' şarkılarını dinlemenizi öneririm benim günlerce dilime dolnmıştı junbidennayooooooo diye. Bu performansta yer alacağını öğrenince demiştim ki ''wuwuwuwuwuw kemannn -bir sürü gözünden kalp çıkan emoji- Henry ile çok iyi iş çıkartacaklar'' gerçekten öyle oldu. -Yakın zamanda cb yaptılar umarım bir göz atarsınız-

HENRY


Henry galiba Suju'dan en sevdiğim üye. Galiba değil gerçekten Sujudan en sevdiğim üye. Suju çok sevilen, değer gören bir grup ama Henry hiç hak ettiği değeri almıyor, yani ben öyle hissediyorum. -ki kendisi de öyle hissediyormuş, geçenlerde -biraz oldu- SM'e sitem etti-  birçok konuda yetenekli biri umarım onu böyle etkinlik/performanslarda daha çok görürüz. Oyunculuğu da gayet iyi ''Go Hae Ra'' dan başka dizisi var mı? ( o sıralar bilmem bilmem ne Go Hae Ra diye bir dizi var, onu izliyordum)

JAEHYUN

Jaehyun.. Bu çocuğu bateri çalarken izlemeye BA YI LI YO RUM!! Çok yetenekli bir çocuk ve grubu da aşşırı yetenekli. Keşke cb yapsalar -ağlamaya gider.- (bunu taaaa ne zaman yazmıştım ve bu çocuklar hala cb yapmadı, -tekrar ağlamaya gider-) Young K. ile sahne alacağını öğrenince tabii bi' havalara uçtum çünkü -hala daha olduğu gibi- nflying ve day6'ten ortak bir sahne bekliyorum, inşallah olur -amin deyin-  (hala yapmadılar). Nflying tanımayan bilmeyen varsa gitsin bir göz atsın aşık olacaksınız. Keşke fnc de çocuklara az değer verse. Adam mükemmel gruplara imza atıyor ama sonradan grupları hırçın kpop sektörüne emanet ediyor. N FLYİNG COME BACKKKK -ağlayan bir sürü emoji- (cb beklemekten kök salan emoji de yapmalılar)

EUNWOO


Eunwoo sadece yüzden ibaret olmayan bir çocuk, çok hoş bir sesi var, böyle huzur veriyor insana. Oldukça yetenekli (Allah benden almış almış onlara vermiş bu ne yaa). Umarım yüzü kadar yeteneği de fark edilir. Üyesi olduğu Astro da beni neşelendiren bir grup. Herkes daha erkeksi bir konsept isterken ben böyle kalmalarını istiyorum çünkü şuanki tarzları beni mutlu ediyor. Gerçekten. Moralimin çok bozuk olduğu bir durumda bile olsam onların şarkıları beni güldürüyor, lütfen biraz daha böyle kalın -dua eden emojiler-

YOUNG K.


Young K. tanıyorsunuz zaten onu. Tanımıyorsanız da bu yazıyı okumaya bi' ara verin ve bu yazıya bir göz gezdirin. Young k. efsane yetenekli bir çocuk. Şarkı sözü yazıyor, besteliyor, rap yapıyor (idol gibi değil gerçek bir raper gibi) vokali cidden çok iyi, gitar çalıyor.. say say bitmez.
 Tanımamakta ısrarcıysanız ben de ısrarcıyım gerçekten tanımaya değer biri. Grubu da öyle. Day6 şuan gözümde en en en en yetenekli çaylak grup. Çaylak demeye utanıyorum, albümlerini dinlerseniz anlarsınız. Bir grubun çıkış albümü bu kadar mı profesyonel kokar? Dinleyin!! DİNLETTİRİN!!



Grup üyelerimiz bu kadar. Çok kısa oldu ama -daha fazla uzatabilirdim gerçi ama vaktim yok :(- umarım okurken eğlenmişsinizdir. Görüşmek üzere.

11 Nisan 2017 Salı

EN SEVDİĞİM 3 MARKA SORUSUNA CEVABI OLMAYAN YAZI?



Selamlarrrrrr :D

En son 11 ay önce yaptığım bir şeyle geldim size! Sevgili Deep beni mimlemiş, iyi de etmiş. 11 ay. Bayağı olmuş vay be!!

Mimin konusu ''En sevdiğimiz 3 marka''. (Sevgili Deep'in yazısı.)

Ben öyle marka takıntısı olan biri değilim hatta alış-verişten de hiç hoşlanmam bu yüzden pek ''şuna ihtiyacım var'' deyip mağaza mağaza dolandığım olmaz.
...

Şimdi elbisede sevdiğim bir marka var mı diye düşünüyorum.. evden çıkmadığım için elbise almıyorum.. alırsam da giriyorum bir mağazaya işime hangisi uygun gelirse alıp çıkıyorum. Hatta elbise alırken büyük mağazalara girmem ben. Hem pahalı oluyorlar hem de hemen hemen herkesin giydiği şeyler oluyor, pişti değil de moda olan şeyleri giymeyi sevmiyorum. Bu mağazaların sattıkları ürünler de genelde patlama falan oluyor.. bir ara herkesde şu fosfor pembe püsküllü montlar vardı görmekten bıktığım.


işte bu, günde 3 kez farklı kişinin üstünde görünce soğuyorsun ki pembeyi de hiç sevmem

Sonraaa pantolon.. eskiden kot giyerdim ama artık giymiyorum, pantolona dair aldığım tek şey siyah, kumaşı hakkında fikrim olmayan pantolon (neden artık kot giymiyorum tek fikrim yok belki okulda siyah pantolon giydiğim içindir) hem rahat hem her yere giyinilebilidiği için işlevsel. Yani pantolonda da bir marka seçmiyorum. Mavinin kotları güzel ama benim şuanlık bütçem için epey pahalı belki üniversitede alırım (üniversitede part-time çalışmayı düşünüyorum da :D ).

Ama kırtasiye malzemelerinde Faber-Castell'dir en sevdiğim marka. Hem kaliteli hem renkleri falan çok güzel hatta bittiğim bir kalemleri var ennnn bi' sevdiğim. Arkadaşım yıl başında almıştı, kaybettim :( hem manevi hem çokkk sevdiğim bir model olduğu için kaybettiğimde aşırı üzülmüştüm.. 


İşte bu kalemler.. Benimki fosfor pembesi olandı :D (Pembeyi sevmiyorum deyip pembe kalem kullanmak :D, Arkadaşım kırmızı bulamayınca pembe almış :D))

Bu pek ''en sevdiğin 3 marka'' olmadı ama olsundu :D 

Sizin en sevdiğiniz 3 marka nedir? Mimi yapmak isteyenler mimlendi!!!!




26 Mart 2017 Pazar

YGS'DE TUVALETİM GELDİ!! :( LYS'YE BAŞLAMAK???




Aslında bu yazıyı çoook önce tam olarak YGS'nin hemen ardından yazacaktım ama o ve bu gibi nedenlerden dolayı bir türlü yazamadım. Ve bilgisayara da oturamadım (sevgili kardeşim<3) şimdi saat 11 ve o uyuyor, babamı da ders çalışacağım deyip kaldırdım (arka planda limit anlatıyor hoca şuan bildiğim konular olduğu için gerekmiyor bakmak uwejrfnc) 

KENDİME BİR BİLGİSAYAR ALMAM LAZIM

Neyse bu bahaneler faslına bir son vereyim de asıl anlatmak istediğime geçeyim...

Şimdi ben YGS'ye öyle yada böyle hazırlandım, kaydımı yaptırdım, okul belirlendi, sınav günü bulmakta zorlanmayalım diye teeee 1 hafta öncesinden gittik falan ama bende zerre stres, zerre heyecan yok. Olan olacak, ben çalışabildiğimi çalıştım kafasındayım. Sınav günü de geldi yine aynı rahatlık aynı stressizlik. İşte annemle okula gittik -aslında babam gelecekti benimle ama ben istemedim, babam ''aman stres olma, biz yanındayız'' falan diyerek aslında beni rahatlattığını düşünen ama stressizlik halinden çıkıp streslenmemi sağlayan biri..- neyse okula gittik apar topar bizi okula aldılar alırken de şööööyle bir arayıp içeri soktular. Ben -akıllı ben- elimdeki kağıtta yazan sınıf no'yu yanlış anlamış çıkmam gerekenden 1 kat fazla çıkmışım falan, bunlar küçük ayrıntılar...
En sonunda sınıfımı buldum oradaki görevli hoca yerimi gösterdi oturacaktım ki aklımda ''tuvalete git sodaaa, tuvalete gittt'' diyen bir ses duydum ve o sese kulak verip tuvalete gittim. Tuvalet gayet temizdi - bu arada ilkokuldu benim sınava girdiğim okul tuvaleti beklediğimden büyüktü kdfjna- ama su yoktu!! neyse dedim girdim, çıktım, sınıfıma geri döndüm. Görevli hocalar bir şeyler anlattı ben de dinledim, kitapçıklar ve optikler dağıtıldı (sanki fazla ayrıntıya giriyorum :/) yine bende tık yok, arada bir sağıma soluma bakıyorum. 


Bu arada gördüğüm tipler: En az 2 çocuğu olduğunu tahmin ettiğim bir kadın, sakalları maşallah denecek kadar uzun olan bir ağbey, benimle yaşıt olan ve ilk defa sınava gireceği belli olan öğrenciler vs...

Sınav görevlisi kitapçığı kontrol etmemizi söyledi tabii sayfaları kontrol ederken sorulara da gözüm kayıyor. Coğrafya hocamız bize haritaları ezberlemenin önemini anlatırken ''sınav başlamadan kitapçığı kontrol edeceksiniz, coğrafyaya gelip harita gördüğünüzde korkacak mısınız, sevinecek misiniz onu şimdi bu haritaları ezberleyip ezberlememeniz belirleyecek'' demişti, ben harita görünce sevindim :D


Türkçenin ilk birkaç sayfayı rahatlıkla yaptım sonradan boş bırakmaya başladım TR bittiğinde yaklaşık 5-6 boşum vardı. Sosyale gelince aşşırı rahatladım çünkü çok kolay geldi özellikle tarih, coğrafya ondan bir tık daha zordu ama felsefe.. 4 bilgi sorusu?? Ve benim bilmediğim... Din de bile boşum var.. matematiğe geldim ilk soru çok basit, yaparım biliyorum ama bir türlü yapamadım, çıkmıyor cevap o soruyla uğraşırken tuvaletim geldi. Nedendir bilmiyorum -çok affedersiniz- benim tuvaletim geldiği gibi sıkışıyorum. Hani normalde tuvaletiniz gelir bir süre sonra sıkışırsınız ya bende öyle olmuyor işte. Geldiği gibi sıkışmaya başlıyorum. Herhangi bir hastalığım mı var bilmiyorum.. neyse..

Böylece sınavla cebelleşme aşamasına geçtim. Matematiğe hiç bir şekilde konsantre olamadım, soruları okuyamıyorum.. Dedim soda sakinleş, sakin ol.. durdum, kitapçığı falan kapattım - gözlerimi de- kendimi sakinleştirmeye çalıştım.30 saniye falan sanki hiç tuvaletim gelmemiş gibi oldu tabi 30 saniye sonra yine sıkışmaya başladım.. En az 3 soruyu ''aaaah yeter artık daha uğraşamayacağım;'' deyip çözmekten vazgeçtim. geometride yapabileceğim en az 6 soru vardı, diyorum ben bunları yaparım ama yok! çıkmıyor, düşünemiyorum bildiğin.. dedim diğer derslerdeki boşlara bakayım YOK ABİ ÇIKMIYOR. öylesine işaretledim boşları artık doğrumuduuuur yanlışmıdır Allah bilir...


Son artık dayanamayacak gibi oldum ''bana ne be, sınavına falan başlarım! gidiyorum ben'' dedim kalktım ayağa, kalkamazsın(çıkamazsın) dediler :'( kalan zamanımı da kendimi tutmakla geçirdim..

Ne oldu nasıl oldu bilmiyorum.. su içmedim.. sulu bir şey yemedim.. tuvalete de gittim??
Çok kötü geçmedi ama beklediğim kadar da iyi geçmedi, bakalım sonuçlar nasıl gelecek? 2 gün sonra açıklanıyor..

Evet yine neyse diyor ve önümüzdeki maçlara bakıyoruz :D Yani LYS.

LYS'ye başladım hemen sınavdan sonra. Ama hala başlamış gibi de hissetmiyorum çünkü soru çözemiyorum :( Bakalım ilerideki zamanlarda ne olacak. Ne olursa olsun Hayırlısı olsun ama.


-11'de başladığım yazıyı 6'da bitirmek.. kardeşim uyandı da :'( az önce arkadaşlarıyla buluşmaya çıktı ben de hemen kaptım :D-

5 Ağustos 2016 Cuma

3 ADET OSTUNUZ VAR #2



MERHABALAAAAR!!

Nerdeyse 1 buçuk aydır buralara uğramadığımın farkındayım, ne takip ettiğim blogları okuyabildim(T.T) ne kendim yazabildim. Normal öğrencilerin yaz tatilinde daha fazla zamanı olur ama benim olmuyor nedense.

Aslında işe girdiğimden dolayı boşladım buraları. Geçen sene de çalışmıştım ama o tam zamanlı bir işti ve eve gelince fazla yorgun yada uykulu olmuyordum, bu sene çalıştığım yerde vardiyalı çalışıyorum. 3 vardiya var.
Sabah vardiyası sabah 8'le akşam 4 arası. Eve geldiğimde yatana kadar bi 6 saatim oluyor ama aynı zamanda ders çalışmam da gerekiyor bu yüzden bilgisayara oturmuyorum ki istesem de oturamıyorum çünkü kardeşim var..
Akşam vardiyası akşam 4'le gece 12 arası. Eve işten çıkınca 12 buçuk 1 gibi geldiğimden dolayı sabah bazen geç kalkıyorum, ama sabah 9-10 gibi kalktığım zamanlar da oluyor o zamanlarda temizlik memizlik derken vakit ayıramıyorum.. ama artık ayırmaya çalışacağım çünkü gerçekten çok boşladım burayı.
Son olarak gece vardiyası. Gece 12' de başlayıp sabah 8'de bitiyor. Bu vardiyada hiçbir şey yapmıyorum. Sabah tek yaptığım şey uyumak çünkü uyumazsam gece çalışamam..

İşte benim yaz tatilimde böyle geçiyor yapacak bir şey yok. Neyse asıl konuya geçeyim. Hatırlarsanız daha önceden 3 ADET OSTUNUZ VAR adında bir yazı yazmıştım bu onun ikinci partı. Peki.. o zaman geçiyorum.

XIUMIN- YOU  ARE THE ONE

Bu ost Xiumin'in de yer aldığı Falling For Challange dizisinin ostu. Bir mini dizi, basit, güzel bir dizi zamanınız varsa bir bakın derim. Bu ostu diziyi izlediğim sıralarda bol bol dinlemiştim, hala da dinlerim. Ayrıca EXO'dan hem kişilik hem vokal olarak en sevdiğim üye Xiumin olduğundan onun sesini bol bol dinleyebileceğim bir şarkıya ihtiyacım vardı,bu ostu seslendirmesi çok da güzel oldu benim için.


Bu şarkı nedense dinlerken beni mutlu ediyor, melodisi olsun sözleri olsun insanı ferahlatıyor. SM de kanalına yüklerken bir MV yapmış da yüklemiş, hoş olmuş..

D.O- SCREAM/ CRYING OUT

Evet yine bir EXO üyesiyle birlikteyiz. Bu yazının ilk partında da Baekhyun vardı :D
D.O'nun sesinden falan bahsetmeme hiç gerek yok herhalde gerçekten efsane bir sesi var.

 Bu ost da D.O'nun yer aldığı Cart filminden. Filmi izleyin, gerçekten izleyin çok güzel bir film. OST'u dinleye dinleye çürüttüm. Bir günde ard arda defalarca dinlediğimi biliyorum, uyurken dinliyorum, otobüs beklerken dinliyorum, ders çalışırken dinliyorum her yerde dinliyorum bıkmadım :D Şarkının hepsini ezberledim ki ben kolay kolay bütün bir şarkıyı ezberleyen bir insan değilim. Sözleri de çok güzel. Film'in temasına çok yakışmış. 

Buyurun o OST;


JO BOK RAE- GO AHEAD, CRY

Ya bu ost.. kaç defa dinlersem dinleyeyim sıkılmam. Bir kere Jo Bok Rae'nin sesi o kadar güzel uymuş ki, bu ostun birkaç versiyonu var dizi içerisinde bir hikayeye sahip olduğu için ama benim en sevdiğim versiyon jo bok rae'nin tek başına söylediği olan. -Bu yazıyı yazarken bile 4 defa dinledim ve büyük ihtimal bir kez daha dinleyeceğim.- 

OST Entertainer'in ostu, dizi hakkında bilgi edinmek için buradaki yazıyı okuyabilirsiniz, benim sevdiğim dizilerden olmuştu tavsiye ederim. 

Neyse ost'a döneyim. Dizide ostun bir hikayesi var o yüzden çok girmek istemiyorum spoiler olur diye ama şunu diyeyim ilk defa jo bok rae'nin sesinden duyduğum zaman ağlayasım gelmişti ki bilirsiniz birkaç defa söylemiştim çok duygusal bir insan değilim diye -merak etmeyin ağlamadım :D- 

Buyrun OST'un Jo Bok Rae versiyonu;


Bu da diğer versiyonu Minhyukla olan;


Aslında bu da çok güzel ama Min'in sesi yumuşak olduğu için bana ''oha ağlayacağım şimdi''dedirtmiyor. Benim favorim Jo Bok Rae'nin tek başına söylediği, sizinki hangisi oldu?


Go Ahead, Cry'ı duyana kadar bu diziden bu post için bir ost seçmiştim daha dizi bitmeden ama Go Ahead, Cry'ı bırakıp bunu yazamazdım. O yüzden +BONUS olarak buraya iliştireyim de içimde kalmasın dedim, o da Minhyuk'un -Ya bu yazının ilk partında da Minhyuk vardı, ostlarda vazgeçilmez sesim oldu bildiğin :D- dizide söylediği bir şarkı, buyurun; 

+BONUS
 DANDARA BAND - I SEE YOU 






20 Haziran 2016 Pazartesi

DİZİ YORUMU: ENTERTAINER



Az önce gerçekten çok beğendiğim bir dizinin son bölümünü izledim (bu yazıyı başladıktan 2 gün sonra bitirebildim çünkü kardeşim bilgisayarı alıp vermedi, anca tekrar oturabildim başına -_-). Buruk bir sevinç içindeyim çünkü sonu çok güzel bitti.. bitmesi biraz üzdü tabii ki.

Bu bölümlerini iple çektiğim dizi başlıktan da anlayacağınız üzere  Entertainer. 

Dizimiz bu sempatik, yakışıklı, bu ne biçim insan bu ne bu uzaylı mı diye düşünebileceğiniz mükemmel bir oyuncu olan  Shin Suk Ho yani Ji Sung etrafında dönüyor ;


Sizi bilmem ama Ji Sung benim gönlümde Kill Me Heal Me'de taht kurmuştu. Adamın oyunculuğunu o kadar beğenmiştim ki hemen mercek altına aldım. Artık bir adım arkasındayım, bundan sonra içinde bulunduğu bütün projeleri takip etmeyi düşünüyorum. Tabii bu dizide yer alacağını öğrenince hemen üstüne atladım. Ama ben izlemeye başladığımda 6. bölüm yayınlanmıştı bile. 6 bölümü bir hamlede bitirdim. Neyse benim Ji Sung aşkımı öğrendiğinize göre Shin Suk Ho'ya geçebiliriz. Shin Suk Ho sizi öyle heyecanlandıran bir karakter değil. Yani ben ''Allah'ım bu karakteri üzerime atın'' demedim. Shin Suk Ho dizinin başlarında birçok hata yapıyor ve dizi bu hatalar üzerine doğuyor.

Dizinin konusu genel olarak Ji Sung'un kurup menejerliğini yaptğı band grubunun verdiği mücadele (gibi bir şey yani).
Tabi ortada bir band var. Menejerimizi öğrendiğimize göre üyelerimize de geçebiliriz.

Üyelerin hepsinin kendi hikayesi var. Gerçekten Kore'de bir grup olsa yüzüne bakılacağını sanmıyorum.Çünkü üyelerin hepsi sorunlu..

JO HA NEUL


Grubun vokalisti olan Jo Ha Neul genel olarak grubun en sorunlu üyesi. Bir yandan da Shin Suk Ho'yu yeniden hayata bağlayan insan. Jo Ha Neul ailesinden dolayı şarkı söylemeyi bırakmış ama Ji Sung onu ikna ediyor ve band'in ilk temellerini atıyor. Bir nevi Jo Ha Neul ve Shin Suk Ho birbirlerini iyileştiriyorlar. Gerçek şu ki üyeler hakkında vermem gerekenden az bilgi vereceğim çünkü olur da izlemeye karar verirseniz benim şaşırdığım yerlere sizin de şaşırmanızı istiyorum. Bu yüzden bu kadar bilgi yeter diğer üyeye geçelim.



KAYLE

Allah'ım sen ne uyuz ve bir o kadar da ponçik birisin Kayle.. Kayle grubun gitaristi. Jo Ha Neul ile başta anlaşamıyorlar falan ama bir şekilde iyi geçinmeye başlıyorlar. Bu süreç gerçekten, gerçekten ama gerçekten sancılı bir süreçti. Kayle'in geçmişi diğer üyelere göre daha temiz ama o da sorunlu.

SOE JAE HOON


Ehuehuehuehu Soe Jae Hoon benim gruptaki biasım olur da :D . Teen Top dinleyen fakat çokta takip etmeyen bir insanım. L. Joe'nun bu dizide yer alacağını öğrendiğimde epey mutlu oldum. Dizideki oyunculuğu beni şoka uğrattı.Yani bir insan karaktere nasıl bu kadar yakışabilir? Hayır L. Joe'dan bu performansı beklemiyordum ben bu yüzden bayağı şaşırdım. Bundan sonra onu oyunculukta da desteklerim. Neyse gelelim Soe Jae Hoon'a. Grubun bateristi.  So Je Hoon Kayle'den de temiz. Hem kişilik hem geçmiş olarak. Onun sorunlu olan tarafı beni illet eden bir yakını. Bunu da sizin öğrenmeniz için söylemeyeceğim. O yüzden daha fazla ayrıntı vermeden diğer üyeye geçiyorum.

NA YEON SOO


Lee Tae Sun ile bu dizide tanıştık. Ben oyunculuğunu falan çok beğendim. Duygusal sahnelerin adamı bence. Grubun en büyüğü, abisi. Çocuklarla tek tek ilgileniyor, onların sorunlarını tek bir bakışta anlıyor ve onlara yol gösteriyor. Ha bu arada grubun Bass Gitaristi. O da biraz sorunlu... bu gruba, grup üyesi olamayacak bütün insanları topladı anlayacağınız Shin Suk Ho.

JUNG GEU RIN


Jung Geu Rin çoğumuzun Reply 1988'den tanıdığı bir yüz. Ayrıca idol grubu olan Girl's Day'in bir üyesi. Oyunculuğunu beğendiğim idollerden. Bu dizide karşımıza Jo Ha Neul'ın ablası olarak çıkıyor. Ayrıca Shin Suk Ho'yla da duygusal bir yakınlık kuracaklar. Çoğu takipçi bu ikisinin yaş farkından dolayı aralarındaki uyumu yakalayamamış olmasından hayıflanıyordu (ki dizi başlamadan başlamıştı bunlar) ama ben herhangi bir uyumsuzluk göremedim. Beğendiğim bir çift oldular ki zaten tam manasıyla çift de olmadılar. Ne demek istediğimi ancak diziyi izlerken anlayabilirsiniz benden bu kadar.

BUYURUN GRUBUMUZ DANDARA (ENTERTAINER)






Yan rolleri de sevdim, kötü karakterler dışında dizideki çoğu karakteri seviyorsunuz zaten.


Bunlar kötü karakterler. Alttakine de tamülüm yok üssttekine de :P

Ha bahsetmezsem olmaz diyeceğim bir tane daha karakterimiz var. Onun kim olduğundan bahsetmeyeceğim ama ya çok sevimli değil mi????




Yemin ederim şu tipe fanlık yapasım var dfghjkl


15 Haziran 2016 Çarşamba

KİTAP ALIŞ-VERİŞİ




Bundan bir önceki yazımda demiştim ya ''yarın görüşürüz (bir aksilik olmazsa)'' diye. Oldu o aksilik. Eve döndüm, bilgisayarın başına geçtim ve bir de ne göreyim.. internet yok! 4 gün boyunca bilgisayarda internet yoktu, bugün erkek kardeşim geldi ve halletti. Bilgisayarla ilgiliymiş. Ben de o interneti düzeltir düzeltmez oturdum bilgisayar başına yazıyorum şimdi.

Kitaplarım tahmin ettiğim üzere salı günü geldi. Tabi ben nasıl seviniyorum nasıl seviniyorum :D Hemen attım snape şu fotoğrafı :D


Aslında salı günü yazacaktım bu yazıyı ama internet saolsun :P Neyse size göstereyim hangi kitapları aldığımı. Hatta birini okudum bile. Okula gitmemek bol bol boş zamanım olmasını sağlıyor.



CİNDER

Ay günlüğü serisini deli gibi merak ediyorum. Geçen okuoku indiriminde herkes seriyi aldı ama ben annemden izin alamadığım için kaçırdım ve sadece indirimde kalan ilk kitabı alabildim.
Seriyle ilgili birkaç bir şey biliyorum. Özellikle içinde sayborgların olması beni iyice meraklandırıyor.
Kitap beklediğimden ince çıktı, videolarda hep kalın gözüküyordu. Göz yanılması herhalde.
En son Cindir'ı okuyacağım çünkü bir serinin ilk kitabı ve ben 2. kitabı okuyana kadar olayları unutmak istemiyorum, ayrıca tatlı en son yenir değil mi? :D


İYİ KIZ

Gerçek şu ki bu kitap hakkında bir şey bilmiyorum ama hakkında iyi şeyler duydum ve arka kapak yazısı biraz dikkatimi çekti. Hazır 9.90' a inmişken de alayım dedim. Kapağı da çok hoş ama ben kapaklarda yüz, beden vs. sevmiyorum. Umarım güzeldir.


OTOMATİK PORTAKAL

Bu kitabı instagramda görmüştüm. Rengi ve kapağı ve özellikle adı çok dikkatimi çekmişti. Konusu hakkında hiçbir fikrim yok ama modern klasiklerden olduğu için iyi çıkacağını düşünüyorum.


PİYONUN SON HAMLESİ

Okuduğum kitap Piyonun Son Hamlesi. Acayip sürükleyici ve güzeldi. Aslında kargo parası vermemek için 1 kitaba daha ihtiyacım vardı bu yüzden sitede kitap araştırıyordum. Ne adı dikkatimi çekti (Satranç sevmem çünkü bilmem) ne de kapağı, ama kapağında Tess Gerritsen'ın adını görünce attım sepete. Pek bir beklentim yoktu ama gerçekten mükemmel çıktı. Yorumunu yazdığımda bahsedeceğim zaten o yüzden geçiyorum.


SO JI SUB'UN YOLU

Çıktığından beri istiyordum ve sonunda kavuştum. Normalde çok pahalı (30 lira) ama kitabın kalitesi çok iyi değer yani 30 TL'ye ama ben o kadar zengin değilim T.T Hazır 9,90 a düşmüşken de attım sepete.


SÜPER İYİ GÜNLER
Ya da Christopher Boone'un Sırdışı Hayatı

Ben bu kitabı bir booktube'da görmüştüm. Hangisi olduğunu hatılamıyorum ama gerçekten hak ettiği değeri görmeyen bir kitap olduğunu söylemişti ve okumamızı tavsiye etmişti. Konusu da dikkatimi çekti, otistik bir çocukla ilgiliymiş. Bu yazı bittikten sonra buna başlayacağım, içeriği oldukça farklı (matematik soruları falan var :D )


TERS DÜZ

Sonunda benim de bir Ters Düz'üm oldu. Mert Ofluoğlu severek takip ettiğim bir bloggerdır ve kitabını çıktığı günden beri merak ediyordum. Büyük ihtimal Süper İyi Günler'den sonra Ters Düz'ü okuyacağım. Oldukça meraklıyım bu kitap hakkında malum okuyup da beğenmeyen yok.


GÖLGE VE KEMİK

Alış-verişimin son kitabı Gölge ve Kemik. Bu da bayağı merak ettiğim bir kitap. Arkadaşım benden önce aldığı (gerçi o da okumadı daha)  için biraz kıskandım ve artık erteleyip durmayayım alayım şu kitabı dedim ve attım sepete. Aslında kitabın konusu hakkında bir şey bilmiyorum sırf yorumlardan kaynaklı olarak merak ettim. Umarım devamını almamı sağlayacak kadar güzeldir. Büyük beklentilerim var!!

Benim alış-verişim bu kadardı. Aldıklarım arasında sizin merak ettikleriniz yada okuduklarınız var mı?

Görüşürüz.