11 Mayıs 2016 Çarşamba

HİKAYEMSİ ŞEY: YAĞMURLA GİDEN



Merhabalaaar, bugün yeni bir hikayemsi şeyle geldim size. Aslında çok kısa ama paylaşmak istedim. Şimdiden okuduğunuz için teşekkürler!!

NOT: İsim için çok çok teşekkürler Deep!!


Geri  dönmeyecek..
Geri dönmeyeceğini biliyorum.
Zaten nasıl geri dönebilir ki ölen biri?
Döneceğini düşünmek sadece çocukların yapacağı bir eylem..

Sonbahardı. Hangi ay, gün ya da saat hatırlamıyorum. Sadece 3 yıl önce bir sonbahar..
Tarih konusunda balık hafızalıyım fakat o gün olan olayların hepsini hatırlıyorum. Tarih dışında kalan bütün ayrıntıları.

Yağmur ha yağacak ha yağmayacak denilen günlerden, serin bir esinti vardı havada. Yüzlerimiz yine de gülüyor, biz yağmuru ve soğuk havayı severdik çünkü. Onun üzerinde kırmızı bir kazak var. Bunu hatırlıyorum çünkü doğum gününde annem almıştı , rengi sevmediği kadar parlaktı fakat sırf annem aldı diye giyiyordu. Bu dolabındaki tek kırmızı parlak kazağıydı. Altında kot pantolonu. Kot dışında pantolon giymezdi. Düğün gibi özel günlerde bile takım elbise giydiğini görmedim. Takım elbisesi giydiği tek gün kendi düğünüydü. 

Annemi almak için memlekete gidiyorduk. Annemin memleketine. Dayım hastalandığı için 10 günlüğüne orada kalmıştı. 10 gün sonra, hatırlayamadığım bir sonbahar gününde, yağmur ha yağacak ha yağmayacak derken ve hava eserken biz annemi almaya gidiyorduk. Üzerinde kırmızı parlak bir kazak ve kot pantolon vardı. Kabanını arka koltuğa koymuştu.

Radyoda onun sevdiği türkü çalıyordu. Yeşil ördek. Nasıl denk gelmişti ki..

Yarım saat sonra başladı yağmur. İddiayı babam kazanmıştı ve yağmur yağmıştı. Yağmur yağmayacak diyen bendim. İnatlaşmıştık, annemi aldıktan sonra onları yemeğe götüreceğimi söyledim.

Nasıl oldu bitti anlamadım, hayır…
Nasıl olduğunu gayet iyi hatırlıyorum, önümüze bir geyik çıkmıştı. Babam çarpmamak için sağa kırdı direksiyonu. Bana sıkı tutun diye bağırdı ama kendisi sıkı tutunmamıştı. Ön camdan fırladı. Kemerini takmamıştı, yola çıkmadan önce o kadar dil dökmeme rağmen. Her yolculuğun başlangıcı böyleydi. Hiç kaza yapmamasıyla böbürleniyor, takmazsa da bir şey olmayacağını savunuyordu. Nasıl olmaz? Olmuştu işte. Arabanın 1 metre ilerisinde hareketsiz  yatıyordu.

Ağlamadım, bağırdım ama. Sesim kısılana kadar bağırdım. Canım çıkana kadar bağırdım. 20 dakika sonra başka arabalar gelmişti. Ambulanslar ve polisler. Ben çağırmıştım onları. Zor bela cebimden çıkardığım telefonum ile.

Önce babamı götürdüler, bir hastanenin bodrumuna. Soğuk ve diğer ölülerin olduğu yere. Sonra beni. Ama ben soğuk bir odaya kapatılmayacak kadar sıcaktım. Hayatta olduğuma karar verdiler, ama ben ölmüştüm. Babamı yerde hareketsiz olarak 20 dakika boyunca izleyince ölmüştüm. 1 hafta 4 gün beyaz bir odada kaldım. Hemşireler, doktorlar girip çıktı bu süre zarfında. Korkmadım ya da ağlamadım. Ama ben, babamı artık parlamayan kırmızı kazağı ve kot pantolonuyla, arabanın 1 metre ilerisinde hareketsiz yatarken 20 dakika izleyince ölmüştüm.

26 yorum:

  1. Babamı yeni kaybettim :( onun için iki kere anlamlı geldi bu "isimsiz hikayemsi şey" bana. İki kere ağlattı :(. Zaten en acısı da bir daha gelmeyeceğini, bir daha göremeyeceğini bilmek :( . Hayat devam ediyor diyenlere inat, zaman tam da o noktada duruyor :"(. Yüreğinize, kaleminize sağlık.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Başın saolsun :( gerçekten çok üzüldüm, Allah sabır versin :(

      Sil
  2. Guzel bir hikaye olmus yine . guzel ysziyorsun biyle duygulu hikayeleri. Cok guzel bir baslik bul bence hikayeye uygun olsun daha dikkat ceker.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok teşekkür ederim, ismi ne olsun diye çok düşündüm ama gerçekten isim özürlüsüyüm aklıma hiçbir şey gelmedi, belki sen yardımcı olursun ? :)

      Sil
  3. offff ya öykü bu de mi sadece çok güzel yazmışsın yineee zaten hep güzel yazıyon. bu yazını bi ara koycam bloguma taam. yazının adı bak "yağmur" olabilir. veya "yağmurla giden". :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Çok tesekkür ederim, senden iltifat almak beni daha da cesaretlendiriyor vallah heheheh
      Yaa "yağmurla giden" ismini cok begendim, yarın bilgisayara geçince hemen ekleyecegim çok tesekkür ederim :*

      Sil
  4. Kanka döktürmüşsün yine ellerine sağlık :) bak sana diyorum romana geç diye inşallah o da olacak di mii ;))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Saol knk :D Büyük hayaller kurma be :D

      Sil
    2. kuracağım vallahi zorla yazdıracağım sana :D

      Sil
    3. Eger olur da yazarsam bir roman (tabi basılırsa jsydudjd) sana ithaf etcem söz :D

      Sil
  5. son yazıma bi baksanaaaaa :)

    YanıtlaSil
  6. Merhaba, deepin blogunda sizi gördüm hemen geldim takibe aldım bende beklerim :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba, hoş geldiniz, gelirim çok bekletmeden :D

      Sil
  7. Deep sayesinde keşfettim. Dediği kadar varmış.

    YanıtlaSil
  8. sade ve derin blogu vasıtası ile keşfettim bu güzel blogu ve hemen takibe aldım. bende beklerim... sevgiler.

    http://soslubadem.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yakın zamanda oradayım, bloğuma hoş geldiniz :D

      Sil
  9. Üzücüydü ya, eline sağlık. Bana da beklerim, bende hikaye yok ama bolca ben varım.. Sevgiler, http://senbenvehickimse.blogspot.com.tr/

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. biraz öyle :D Sizi okumak da zevkli olacaktır :D

      Sil
  10. üzücüydü :\
    ama yazım dilini çok beğendim.

    YanıtlaSil
  11. "Sade ve Derin"in blogunda gördüm hikayenizi. Acı bir hikaye olmuş ve hayat bazen acıtır.(Kaleminize sağlık)

    YanıtlaSil

içinden geçirdiklerini dışa vurmaya ne dersin?